Rosa Luxemberg, 1. Dünya Savaşı sırasında, Avrupa'nın "sosyalizmle barbarlık arasında" bir seçim yapmak durumunda olduğu ünlü yorumunu yapmıştı. Bugün dünya, tarihte benzeri olmayan bir durumla karşı karşıya gelmiş durumda. Barbarlık kendini değişik kisvelerde gösteriyor. Washington'dan temiz savaşı yönetenler Ortadoğu'nun savaş meydanlarında yüz binlerce insanın ölümünü elektronik cihazlardan, bilgisayaralardan sterilize edilmiş imajlar olarak algılıyorlar. Hıristiyan Sırplar etnik temizlik adına kitle halinde Müslüman kadınlara tecavüz ediyorlar, neo-nazi Alman gençliği konuk-emekçi Türk işçileri evleriyle birlikte yakıyorlar, sağcı Fransızlar Fransız kültürünün "saflığını" korumak üzere, oturma izni olmayan Üçüncü Dünyalı işçileri topluca ülkeden atmayı savunuyorlar. Amerikalı köktenciler siyahlara ve Üçüncü Dünya'dan gelen göçmenlere moral ve kültürel savaş ilan ediyorlar, öte yandan liberaller ve kadın hareketi de, beyaz-Hıristiyan efsanevi Amerika'yı aramayı sürdürüyor...Walden Bello ve meslekdaşları Shea Cunninghan ve Bill Rau, 1980'lerde neler olup bittiğini olduğu gibi burada anlatıyorlar. Olanlar çok hızlı oldu ve eğer başka yere bakıyorsanız kolaylıkla gözünüzden kaçabilirdi. Bugüne kadar çok az bilim adamı bütün parçaların nasıl birbirine bağlı olduğunu göstermeye yeltendi. Tek amaç, mümkün olduğunca büyük kar etmekti. İşte isyancıların gözü korkutulacaktır. Faaliyet alanları dünyanın tamamıdır. Karanlık zafer mi yoksa sahta zafer mi?
