Ecevit hemen diğer garantör ülke olan Ingiltere'ye uçtu. İngiliz başbakanıyla görüştü. O gece Londra'da Rumlarla “barış” üzerine bir şiir yazdı.
“Sıla derdine düşünce anlarsın/
Yunanlıyla kardeş olduğunu/
Bir Rum şarkısı duyunca gör gurbet elde İstanbul çocuğunu/
Önce bir kahkaha çalınır kulağına sonra Rum şiveli Türkçeler/
O Boğaz’dan söz eder sen rakıyı hatırlarsın/Yunanlı’yla kardeş olduğunu sıla derdine düşünce anlarsın.” "Türk-Yunan Şiiri", 1974
İki gün sonra aynı Rumlara karşı “savaş” açacaktı…
"..artık o kır evi, şiir ve sanat düşlerde kalmıştı. İdealleri ile yaşadıkları arasındaki uçurum büyüdükçe şiire sığınacak ve yıllar sonra yazacağı bir şiirde, ozan Ecevit ' e, lacivert takım elbiseli devlet adamı Ecevit' i sorgulatacaktı."