Kitap 16. yüzyılda Portekizli misyonerlerin yaşadığı bir olaya gönderme yaparak diğer toplumlar üzerinde kültürel emperyalizm kuran Batılıları eleştiriyor. Batılılara ve onların taklitçiliklerine gülünç durumda olduklarını hatırlıyor. Sonrasında güncel politikaya dönerek Amerikalı Bush ve Schwarzenegger’i eleştiriyor. Bu eleştiriyi iktidarın zeka gerektirmediği ilgili açıklamalarıyla sürdürüyor. Sonrasında Batılı değerleri açık bir aşağılama var.
İkinci bölüm ise Karnından Konuşan Kötülük adını taşıyor. 2006’da Ekvator’da gerçekleştirilen bir konferansın açılışında okunmak için yazılmış ve yazar adeta daldan dala konuyor. Egemenlik, küresele rekabet, iyilik-kötülük, sermaye… Nihayetinde insan, doğa çekişmesi sonucu gidilen yolun yol olmadığını ve teknolojik gelişmenin gelişme olarak değerlendirilemeyeceğini söylüyor gibi görünüyor.
İkinci bölümde somut olarak iki olay üzerinde durulmuş; ilki Gary Gilmore’un temyize gidişi reddetmesi, ikincisi ise Zidane’ın attığı kafa. Bu olayları kabaca küresel güce meydan okuma olarak değerlendiriyor.
Sonuç olarak Jean Baudrilland’ın fikirleri Batı için ezber bozucu olabilir. Bizim için sıradan şeyler söylüyor. Sesin Batı’dan, onların arasından birinden çıkması muhtemelen cezbedici ama beni cezbetmedi. Keyifsiz ve yer yer tutarlı olmayan bir metin.