Kendilerini toplumdan ayıran tarikatlar ve cemaatler, her biri kendi ismi altında kendi düzenini kurdu. Kendi ekonomisini yarattı. Kendi örgütlenmelerini oluşturdu. Yetmedi kendi takkelerini, kendi türbanlarını, kendi ritüellerini yarattı. Yeni tanımlanmış din, kitaplardaki dinin yerine geçti. Kendini Tanrı ile kulun arasındaki öyküyle tanımlayan inancın yerini, anayasası biat olan bir başka düzen aldı.