Gazetede bir yerlerde şu kadar insanın öldürüldüğü ya da zorla götürüldüğünü okuduğumda bunlar çıplak rakamlar, felâket soyut. Fakat bu rakamlar insanlara dönüşünce artık geçip gidemiyorsun.
Dışarıda güneşin son ışıklarının düştüğü bir köşecik buldum; kitaplarım, gazeteler, bir şişe şarap, kuş sesleri, rüzgarın ıhlamur ve kestane ağacının içindeki yumuşak hışırtısı…