Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hürriyet Uğrunda Doğu Türkistan

Kazak Türkleri

Hasan Oraltay

undefined Kazak Türkleri Sözleri ve Alıntıları

undefined Kazak Türkleri sözleri ve alıntılarını, undefined Kazak Türkleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"... Bütün dünya biliyor ki, Kazak Türkleri hiç bir devletin oyuncağı olacak insanlar değildir. Onlar sadece hür olmak için savaşıyorlardı."
Sayfa 122Kitabı okudu
Vatan ve Hürriyet Uğruna...
"Kazak Türklerinin yapacağı tek birşey vardı... Neticesi ölüm de olsa mücadeleye başlamaktı. İşkenceleri görüp şerefsizce yaşamaktansa, vatan ve hürriyet uğrunda canlarını feda etmeleri daha akıllıca bir iş olurdu."
Reklam
Sincan Adı Üzerine
"Doğu Türkistan 1768 senesinden beri Çin'ce «yeni müstemleke», «yeni toprak » anlamına gelen «Sînkiang» adıyla adlandırılmakta. Bunu yapanlar, Doğu Türkistanı istilâ eden Çinlilerdir. Türkistanlılar hiç bir zaman «Sînkiang»-adını benimsemiş değillerdir."
Ana Yurdumuz Türkistan
"40 milyona yakın vefakar Türkü sinesinde barındırmaktadır. Fakat ne yazıktır ki, bir zamanlar hasımlarını setlerin gerisine kovan bu kahraman mîllet bugün 20'nci asır dünyasında Çin ve Rus emperyalistlerinin baskısı altında insanlığa sığmayan muameleye maruz kalmaktadır. Ve bunun neticesi olarak, yabancı istilâcıların menfaatlerine uygun şekilde Ulu Türkistanın batı kısmı beş kukla Cumhuriyet haline getirilerek parçalanmıştır. Rus istilâsı altındaki Ulu Türkistanın bu kısmına «Batı Türkistan» da denir. Ulu Türkistanın Çinlilerin sömürgesi altındaki kısmına da «Doğu Türkistan» denilir. ...denilerek ayrı ayrı memleketlermiş gibi gösterilmesine rağmen, her bakımdan Batı Türkistan île Doğu Türkistan bir tek memlekettir. Onu bir-birinden ayıran, parçalayan yabancı istilâcılar, rus ve çin sömürgecileridir."
Evladın şehittir, ağlama
"Üçüncü çocuğunu kaybetmenin acısıyla ağlayan annem çok üzülüyordu. Hafız M. Tardu Karı anneme «evladın şehiddir, ağlama» diye teselli ediyordu. Annem de «nasıl olur, o harpte ölmedi ki şehîd olsun » diye kızgın kızgın cevap veriyordu. Hafız M. Turdu da «Biz niçin bu yola çıktık, niçin bunlara katlanıyoruz. Elbetteki, Allahı inkâr eden komünistlerden nefret ettiğimiz için. O halde değil insanlar, bize vasıta olan, bizleri taşıyan şu hayvanlar dahi öldüklerinde şehittirler.» diyordu."
Sayfa 252Kitabı okudu
"Öç alacak vakit gelip gün olacak mı? Ah... dünya sıra gelecek zamanında." "Öç alar vaqıt jetip gün bolarma? Ah...jalğan kezek kelip zamanında."
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
Türk Milleti komünistlerin altında ezilerek asla köle olamazdı
İki emperyalist devlet arasında ezilen hürriyet aşığı bu insanlar için iki yıl vardı. Ya köle olmak yahutta silâhlı bir ayaklanma yaparak, hakları geri almaya çalışmak. Birinci şık tercih edilemezdi. Türk milleti asırlardan beri hükmetmeye, kıtalar fethetmeğe alışmış bir topluluk olarak, komünistlerin altında ezilerek asla köle olamazdı. O halde ikinci şıkkın tercihi lâzımdı. Ama nasıl?.. İşte bu husus hakikaten çetin bir problemdi. Halli çok güçtü. Çünkü eldeki silâhlar çok az ve eskiydi. Etraftan yardım edecek bir devlet de bulunmuyordu. Bu vaziyette ne yapmalıydı? Köle olarak yaşamaktansa, silâhsız dahi olsa dövüşerek ölmek çok daha iyi idi...
Sayfa 107Kitabı okudu
Komünizm İnsanlık Dışı Bir Rejim
"«Şurası katî olarak bilinmelidir ki, insanlar hürriyetsiz yaşamazlar. Hürriyet herkesin hakkıdır. Komünizmin, asrımızın bir numaralı düşmanı olduğu malumdur. Gayesi dünyayı işgaldir. Buna muvaffak olabilmek İçin geceli gündüzlü çalışıyorlar. Zamanı gelince hiç çekinmeden saldıracaklardır. Onun için biz hür dünyada yaşayanlar, daima bu felakete karşı hazır olmalıyız. Asyanın hür milletleri bilmelidirler ki, Rus ve Kızıl Çin komünistleri asla sükunetle durmazlar. Komünizm işkencelerine , bizzat şahit olduğumuz biz Türkistanlılar, Asya milletlerine şunu söylemek isteriz ki «Demir Perde arkasına gidip gelenlere aldırmayın. Onların hepsi propaganda İle aldatılmışlardır. Bütün gördükleri ve duydukları bir hazırlık neticesidir ki orada hakiki hürriyet hiçbir zaman yoktur. » Şunu da İlave edebiliriz ki «Demirperde gerisinde yaşayan İnsanların vaziyetinden, hür dünyada yaşayan hayvanların vaziyeti, çok daha İyidir. Hiç olmazsa hür dünyada hayvanların çeşitli haksızlıklara maruz kalmaması için kurulmuş cemiyetler var. Ama Rusyada ve Çin'de İnsanların hakkını koruyacak bir makam yoktur. Bir gün hür dünyanın hür milletleri, komünizm altındakileri kurtaracaktır, Asyanın hür milletleri komünistlerin «Sulh İçinde yan yana yaşama» denilen aldatacı yalanına inanmamalıdırlar."
Sayfa 279 - Alibeg Hakim, Hamza Uçar, Halifa Altay (beyanname)Kitabı okudu
Bizler için Kazak,Uygur diye birşey yok. Hepimiz Türkistanlı Türküz!
Rus konsolosu Alibeg'e «Siz Kazak Türkleri, bu kadar faaliyet gösterip Şarkî Türkistan'ı kurtaracağınızı mı zannediyorsunuz? Boşuna uğraşmayın, bunda muvaffak olamazsınız. Bir an için ,Şarkî Türkistanın İstiklâlini kazandığını düşünelim, bu takdirde siz yine idareyi ele alamazsınız. Çünkü Uygur Türkleri sizden daha kalabalık. Sizinki, kendinizi etrafa kötü göstermekten başka bir şey değil» demiştir. Bunun üzerine Alibeg Hakim, Rus konsolosuna şöyle cevap verir: «Biz İstiklâl için uğraşıyoruz. Bizim için Uygur, Kazak diye bir tefrik yoktur. İstiklâlimizi elde ettikten sonra, içimizden kim gelirse gelsin bizce muteberdir. Esasen siz Ruslar biz Doğu Türkistanlıları Şin Şi Sey vasıtasıyla Batı Türkistan yaptığınız gibi 14 millete ayırdınız. Bir kabilecilik cereyanı vücude getirerek, bizleri birbirimize katmak istediniz, ama muvaffak olamadınız. Olamayacaksınız da... Çünkü biz birbirimize kardeşçe bağlıyız...» Rus konsolosu: «Siz Kazak Türkleri, Şarki Türkistan Hükümetini yıkmak için hareket ediyorsunuz. Halbuki Uygur Türkleri, Bu cumhuriyeti tasvip ediyorlar... » Alibeg Hakim, bu sözlere gereken cevabı hemen verir: «Başında Alihan Töre gibi bir reisicumhurumuz bulunan Şarki Türkistan Cumhuriyetini hepimiz tasvip ettik. Onun uğrunda kurbanlar verdik. Fakat bazıları, onu kalleşçe devirerek idareyi ele aldı. Ve hükümeti bir kukla haline getirdi. Şarki Türkistanlıların menfaatına değil, zararına olan bu kukla teşekkülü tasvip eden bir Türkistanlı bulunamaz. Bizler için Kazak, Uygur diye bir şey yok... Hepimiz Türkistanlı Türk'üz. »
Sayfa 169 - Rus konsolosuna cevapKitabı okudu
"Ezilmiş eski hayatı anlatacak, hiç olmazsa, Beyazımsı topraktan mezarın bile yok."
Sayfa 105 - Şerifhan Töre, zalim Şin Şi Sey tarafından tevkif  edilerek öldürüldükten sonra Abdulkerim  İntikbayoğlu'nun, hapishane'de iken onun hakkında yazdığı şiirdenKitabı okudu
Reklam
Kime Niyet... Kime Kısmet...
Daha İlerlerde anlatacağım, bizim dehşetli uzun yolculuğumuzda büyük rol oynayan bir hususu, burada zikretmeden gecemiyeceğim. Rus komünistleri, Alman harbi çıkıp da Türkistanı terk etmeye başlayınca, ellerindeki bütün silâh ve cephaneleri, ileride Türkistanda çıkacak bir karışıklık sırasında, kullanırız, diye Urumçinİn yakınındaki bir bayıra gömerek depo etmişler. Bu silahlar senelerce burada kalmış. Bir gün halen Kayserinin Yeşilhisar kazasına bağlı Musahacılı köyünde İskan edilmi olan Ömer Çobanağlu'nun çobanı, koyunlarını otlatırken atının ayağı bir yere girer. Çoban buna ehemmiyet vermez, bırakır gider. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra, gene koyunlarını otlatırken, daha evvelce atının ayağının girmiş olduğu çukurun biraz daha büyümüş olduğunu görünce, merak eder ve burasını kazmaya başlar. Biraz derine inince, demir bavula eli değer. Zorlar ve açar. Bir de ne görsün hepsi de Rus yapısı otomatik silâhlar, bol cephaneler... Hemen kendisine bir tüfek seçerek doğru patronu Ömer Çobanoğlu'nun yanına koşar. Ömer bey, buna pek inanmamışsa da yine tepeye gelir. Silahlara hayretle bakar ye bir kaç tanesini alarak doğru Alibeg Hakîm'în Koçtu'daki evine gelir. Bu hadiseyi anlatır... Ortalık kararınca hep birlikte ve yanlarına bîr kaç da adam alarak bu deponun bulunduğu yere gelirler. Ne kadar silah ve cephane varsa hepsini alırlar. İşte bu silahlar bizim işimize çok yaramıştır. Gerçi bizde silah yok değildi ama, bunlar iyice takviye etti.
Sayfa 194 - Tanrı Türk'ü korusunKitabı okudu
Aralarında fikir ve ülkü ayrılığı bulunmayan Kazak ve Uygur Türklerini bir birine katmak azmini gösteren komünistler, Şin Şi Sey'den çok talimat almışlarsa da muvaffak olamamışlardır. İç ve dış düşmanları arasında mevcut birliği İsbat etmek içîn çırpınan Alibeg Hakim, Kazak Türklerinin tarihînde büyük bir mevki işgal eden Abılay Han'ın kabartma portresi bulunan Altın madalyonlardan birini, Kazak Türkleri adına umumi vali Mesud Sabri beye, diğerini de Genel sekreter İsa Yusuf Alptekin'e taktı. Bu hareket, bütün Doğu Türkistan gazetelerinde geni şekilde yer aldı ve halk tarafından çok iyi karşılandı.
Sayfa 178Kitabı okudu
NURFAY BATUR'UN ÖLÜMÜ KARISI VE ÇOCUĞUNA YAPILAN İŞKENCELER...
Bu kasabaya gelen Çinli askerler, oranın sakinlerini toplayarak, Nurfay Batur İsmini duyup duymadıklarını söylerler. Halk da, «tanıyoruz» der. Daha sonra karakol kumandanı şöyle bir hitabede bulunur: «Hepinizin iyi tanıdığı Nurfay Batur, Çin hükümetinin emirlerine karşı gelmiş ve hükümeti devirme hareketlerine iştirak ederek, ~neticede vatana ihanet suçuyla öldürülmüştür. Burada gördükleriniz, onun karısı ve çocuğudur. Onlara vereceğimiz cezaları seyredin ve bundan sonra Çin kuvvetlerine karşı gelecek olanların akıbetini İyice görün».. Bunu müteakip Çinli askerler küçük Abdurrahmanı yere yatırarak karnını süngülerle oyarlar ve kalbin çıkararak halka İşte Nurfay Batur'un yerini alacak olan oğlunun yüreği...» Bize karşı gelenlerin hepsinin sülalesini yok ederiz.» diyerek etrafa gösterirler. Bu korkunç ve korkunç olduğu kadar alçakça, vahşi hareket karşısında halk donup kalır. Ne yapacağını şaşırır. Bir yere kıpırdayamaz... Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, hamile kadıncağızın da karnını yırtan caniler, 7 aylık çocuğun bile kalbini çıkararak göstermek adiliğinde bulunmuşlardır.
Sayfa 143 - Öldürülmek istenen milliyetçilerin arasında Nurfay Batur da vardı. Çok nişancı ve koyu bir milliyetçi olan bu kahramandan Çinliler daima şüphe eder ve silâh sakladığına hükmederlerdi.Kitabı okudu
İçim ateş gibi yanıyor çünkü maksadıma erişemedim..
Bürkitbay Batur'un hapisteyken bir sene evvel evlendiği karısı Ayşe'ye yazdığı şiir şöyledir: (Türkiye Türkçesi) Bürkitbay Batur, dendim, Osman'dan dualar aldım, Güç kuvvet toplayacağım deyip halkım için bağlandım İki gözüm görüyor, kızıl dilim konuşuyor amma, iki elim bağlı İçim ateş gibi yanıyor çünkü maksadıma erişemedim. Düşmanın diş bilerken halkımın gözü parlıyor. Hürriyetin elden gittikten sonra, münevverlerin sürülmekte, Halkımın Kazak evlâtları, iyi düşüncesi olsa, Hürriyetin, İstikbalin için ayaklan yeter Allah'ın sayası Selâmım yetişsin Osman'a aldanmasın düşmana, Hakka yalvarıp yetiştirsin halkı hürriyete.
Sayfa 119 - Bu şiiri yazdıktan sonra, orada çalışan bir Türke dışarıya gönderen Bürkitbay Batur, kısa bir zaman sonra «Hain » suçuyla kurşuna dizilmiştir. Halk bu büyük kahramanın şiirini, bir hürriyet marşı gibi ağızdan ağıza dolaştırıyordu.Kitabı okudu
31 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.