Yedinci asırda İslam hakimiyetine girmelerinden önce islam ülkelerindeki Hristiyanlar yunanca, süryanice ve koptça olmak üzere üç edebi dil kıllanıyorlardı. Fakat sekizinci asır boyunca arapça yı da kullanmaya başladılar.
Gazali'nin Kelam ve Felsefeye karşı tutumunu tasvirinden şunu çıkarabiliriz. O Kelamın metotlarını uygun görmezken onun görüşlerini tasvip ediyordu; buna karşılık, tam zıt olarak, felsefenin görüşlerini tasvip etmeyip onun metotlarını uygun bulmaktaydı.
İslam'daki en eski itikadî öğretilerle Hristiyanlıktaki doğmalar arasındaki benzerlik bir kimsenin onlar arasında doğrudan doğruya bir irtibat bulunduğunu inkar etmesine müsaade etmeyecek kadar güçlüdür.