Hz. Mevlânâ [kuddise sirruhû]der ki: Islah olmanın yolu, Hızır [aleyhisselâm] kıssasında ki gibidir:
Musa (aleyhisselâm] ile Hızır (aleyhisselâm] bir gemiye binmişlerdi. Gemi güzelce giderken Hızır (aleyhisselam] gemiyi deldi. Musa [aleyhisselâm] kızdı ve sordu:
"Şu adamların gemisini niye sakatladın?"
"Sahilde zalim bir hükümdar var. Kusursuz gemileri gasbeder. Benim delmem zâhirde gemiye zarardır ama zalim hükümdarın gasbetmesinden onu kurtarmış oldum."
Onun için Hz. Mevlânâ buyuruyor:
"Evladım! Senin nefsin süslü bir gemiye benzer. Şeytanla nefsin seni alıp sahile götürürse cehen- nem deliği açıp gasbederler. Nefsini del, açlık- la onu yola getir, tâ ki cinsi olan nebî ve velilere uysun, gasbedilmekten kurtulsun. Sen, insan gibi dik ayakta olma. Gölge gibi yere düş. Ayakta olursan, kılıç seni keser. Hiç gölgeyi, bir kılıcın kestiği görülmüş mü? Tevazua gir; namazda secde etmekten maksat halıya yüzünü koymak değil, tevazu toprağına yüz sürmektir..."
Keramet, Hak Teâlâ'nın el-Ber" isminin tecelisindendir. Allah [celle celâluhů], onu ebrår kullarına mükâfat ve ikram olarak verir. "Ber" olan Allah'la "ebrar" olan kul arasında karşılıklı bağdan dolayı verilir. Çünkü aralarındaki münasebet bunu gerektirir. Kerametin meydana geldiği zatta böyle bir istek bulunmasa bile yine de meydana gelir.
istanbul beşiktaş sırtlarında türbesi olan
şeyh yahya efendi hazretleri قُدِّسَ سِرُّهُ, kanûnî sultan süleyman'ın sütkardeşidir. kanûnî sultan süleyman, yahyâ efendi'nin annesinin sütü ile beslenmiştir.