Keşke Beni Görebilseydin sözleri ve alıntılarını, Keşke Beni Görebilseydin kitap alıntılarını, Keşke Beni Görebilseydin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilmemiz gerekmeyeni sormamız da gerekmezdi. Kimi insanlar bunun özünü kavrayamıyorlar. Fazlasıyla kişisel konulara girmeden bir dizi konuşma, anlamlı sohbetler yapabilirsiniz. İnsanların çevresinde görünmeyen bir alan gibi bir çizgi vardır, bilirsiniz, ben ne Opal'le ne de bir başkasıyla bu çizgiyi geçmedim hiç. Kimileri bu çizgiyi göremezler bile.
Nəyi ki, bilməyimizə ehtiyac yoxdur, soruşmurduq. Bəzi insanlar bunun mahiyyətini dərk edə bilmirlər, sizin insanlarla çoxlu söhbətiniz ola bilər, şəxsi məsələlərə toxunmadan çoxlu əhəmiyyətli söhbətlər etmək mümkündür. İnsanlar arasında görünməz xətt var, siz bilməlisiniz ki, o xətti keçmək olar, yaxud yox.
İnsanlar gözlerinize baktığında her zaman sizi gördüklerini düşünmeyin bile; fark edildiğinizde ne kadar şanslı olduğunuzu asla bilemezsiniz. Aslına bakarsanız şansı bir kenara bırakın, öfkeli bir bakışla bile olsa ciddiye alınmanın ne kadar önemli olduğunu bilemezsiniz. Sizi görmezden geldiklerinde, çevrenize baktıklarında, işte o zaman kaygılanmaya başlamalısınız. Elizabeth genellikle sorunlarını görmezden gelir; genellikle onların gözlerinin içine bakmaz, ileriyi görür. Ama belli ki ben çözmeye değer bir sorundum.
-Mən nəyi qazandığımı görə bilmirdim,görə bildiyim yeganə şey onu böyük qara buludda itirməyim idi.Daha sonra günlər keçdikcə mən hər saniyə onu,onunla görüşməyimi, onu tanımağımı , ən əsası da onu sevdiyimi düşündükcə gülümsəyir və bunun qara buluddan çıxan GÜNƏŞ olduğunu anlayırdım...
Yere tabak ya da bardak düşürdüğünüzde kırılma sesi çıkar. Pencere çarptığında, masanın ayağı kırıldığında ya da duvardan bir tablo düştüğünde ses çıkar. Ama kalbiniz kırıldığında tamamen sessizdir. Dünyanın en yüksek sesini çıkartacağını, bir tören gongunun ya da zilin çalacağını düşünürsünüz. Ama o sessizdir ve acınızı dağıtmak için bir gürültü olmasını dilersiniz.
Elizabeth gerçeği arayarak onun gözlerinin derinlerine baktı. "Sana inanıyorum," dedi. Ama içinden korkuyordu. Ona inanmaktan, körü körüne inanmaktan korkuyordu; çünkü böyle yaptığında umutları göndere çıkacak, herkesin gözü önünde rüzgârda dalgalanacaktı. Orada fırtınalara göğüs gerip eskiyecek, yırtılacak ve mahvolup gideceklerdi.
Uzakta güneş aşağı inip gözden kaybolurken dağ yanıyormuş gibi görünüyordu. Öteki tarafta dolunay sahnenin ortasına çıkmak için son çağrıyı bekliyordu.
Yaşam tanışmalar ve ayrılmalarla dolu. İnsanlar her gün hayatına giriyor, "günaydın" diyorsun, "iyi akşamlar" diyorsun, kimileri birkaç dakika kalıyor, kimileri birkaç ay, kimileri bir yıl, kimileri bütün bir ömür...
İnsanlar gözlerinize baktığında her zaman sizi gördüklerini düşünmeyin bile; fark edildiğinizde ne kadar şanslı olduğunuzu asla bilemezsiniz. Aslına bakarsanız şansı bir kenara bırakın, öfkeli bir bakışla bile olsa ciddiye alınmanın ne kadar önemli olduğunu bilemezsiniz. Sizi görmezden geldiklerinde, çevrenize baktıklarında, işte o zaman kaygılanmaya başlamalısınız.