Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Her şey sonsuzluğunun içinde sonluluklardan, görünenin içindeki görünmeyenden, zahir içindeki batından oluşmuştur.
Reklam
"Ya bir gün güneş batıdan doğarsa" dedim. İmkansızı istemek gibi bir şeydi! "Kırklar." İşte hepsi Kırklar da gizliymiş Hakk'ı bildim beni buldum. Hakk'ı buldum ben yok oldum. Simdi Aşk'la selam veriyorum tüm varoluşa... Güneş'e Ay'a, canlı cansız tüm varlıklara.
La Kitap YayınlarıKitabı okudu
İlmi ledün
Harabi, Mecmaül Bahreyn'e (İki denizin buluştuğu kesişme noktası) vardığım zaman diyor, Hızır'ı bulup candan kölesi oldum, yani onun hizmetine girdim, talebesi oldum, Ledün ilmi (Tanrı'nın ilmi)ni bana ihsan eyledi, öğretti, Sırrı Sırrullah (Allah'ın sırrı)nın tamamı oldum. Burada önemle dikkat edilmesi gereken Hızır'dır. Hızır diye kabulen edilen kişi Musa Peygamber'e gayb ilmini öğreten kişidir. Tanrı Kur'an-ı Kerim'in Kehf Suresinin 65. Ayetinde der ki, "... kullarımdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik." Bunun anlamı çok açıktır, Tanrı, Peygambere değil sıradan kullarından bir kula bir ilim öğretmiş. Peygamber de arayıp o kulu bulmuş ve ona yalvarıp, onun hizmetine girerek o ilmi öğrenmek istemiş. O zaman Hızır ona "Sen benimle asla sabredemezsin" (67. Ayet) diyor. Sıradan bir insan Tanrı'nın ilmini öğrenmiş ve Peygambere böyle söylüyor. İşte bu ilim Ledün İlmi. Bizim Erenler hep bu Ledün ilmine yönelmişler. Kuran'ın daha başında ifade ettiği gayb ilmi, bu Ledün İlmi. O ilmi bilmeyenlerin Kuranı anlaması mümkün değil. Bu nedenle Erenler Batın ilmini ilimlerin esası kabul etmişler. Kehf Suresi bu anlamda çok özel yer tutuyor. Çünkü 3'ler, 5'ler, 7'ler bu surede anılıyor. Zülkarneyn adı Zülfikar olarak Erenlerce yorumlanıyor ve Hızır, Erenlerin hepsine Hocalık yapıyor, ilmi öğretiyor.
La Kitap YayınlarıKitabı okudu
Aleviliğin Kaynakları
"Kaynak: Aleviliğin kaynakları türküler ve deyişlerde ifadesini bulan, Erenlerin duyguları ve ulaştıkları insan olma bilincidir. Devlet arşivlerinde kütüphanelerin tozlu raflarında aranan belgeler Aleviliğin kaynakları değil, Alevilerin tarihteki yaşadıklarıyla ilgili kaynaklardır. İçeride yaşanan duygu ve duygunun manası, türküler, nefeslerdir. Radyolarda, tv.lerde çalınıp söylenen binlerce türkü hepsi birer Alevi kaynağıdır, apaçık orta yere saçılmış, üryan büryan anlaşılmayı bekleyen her bir türkü kaynaklardır. Her türkünün tarihçesi vardır, yazıldığı koşullar, yazıldığı andaki duygu ve bilgiler o türkülerde mevcuttur. Alevilik kadar kaynağı olan ve kaynakları ortalıkta ve açıkta olan ve her an her gün kulağımıza fısıldanan, dilimizle tekrar ettiğimiz başka bir düşünce akımı var mıdır acaba? Her gün defalarca duyduğumuz, mırıldandığımız türkülerimizin çoğu 3-5 yüzyıl yaşındadır ve o kadar eski zamanların duygusunu, bilgisini, görgüsünü, tarihsel olayları günümüze taptaze aktarmaktadır. Türkülerin her biri antik değer taşımaktadır."
La Kitap YayınlarıKitabı okudu
insan ve düşünce
Alevilik bir düşünme biçimidir. Marksizm de bir düşünme biçimidir, yaşamın odağına proletaryayı oturtur, proletarya adına bir parti, parti adına bir lider, liderin fikirleri ile kurulacak bir devlet; proletarya dik-tatörlüğü, devlet kendisini sönümleyecek, sınıfsız topluma varacaktır. Olasılık hesaplarına göre bu fikrin olabilirlik olasılığını
Sayfa 25 - La Kitap YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.