Kırmızı Fener Sokağı
Mehmet ÜnverEn Beğenilen Kırmızı Fener Sokağı Gönderileri
En Beğenilen Kırmızı Fener Sokağı kitaplarını, en beğenilen Kırmızı Fener Sokağı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kırmızı Fener Sokağı yazarlarını, en beğenilen Kırmızı Fener Sokağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşanan günün, sürdürülen hayatın kıymetini bilebilmek için muhakkak bir tehlikenin içinde mi olmak gerekiyordu?
Bu memleket ne zaman kurtulur biliyor musun? Koştura koştura gelip bizlerle yatıp kalkan o herifler sağda solda herhangi birimizi görünce yanlarındakine; "yahu bu şehri şu pis travestilerden temizleyemediler bir türlü" demedikleri zaman kurtulur. Çünkü bu memleketi ikiyüzlülük batırdı.
Oysa içinde bir şeyler yıllar öncesinden kopup gitmiş, derinliklerinde bir yerlerde çok hassas bir denge bozulmuştu. Artık yaşamında olsun, iç dünyasında olsun hiçbir şeyi yerli yerine oturtamıyordu. Ne kadar çabalasa da olmuyordu. Kendisini, sapı kırıldıktan sonra tutkalla yapıştırılmış bir porselen çaydanlığa benzetiyordu. Böylesi bir çaydanlığa ne kadar güvenilirse ona da o kadar o kadar güvenilirdi ancak. ne zaman aynı yerden tekrar kırılıp yerlerde parçalanacağını kimse bilemezdi. Yardıma ihtiyacı vardı. Her türlü yardımı kabule hazırdı. Bir şeyler arıyordu.
Cezası buydu işte: Hep korkarak yaşamak. Aslında şimdiden başlamıştı yaptıklarının bedelini ödemeye. Belirsizlik, şüphe, korku, hep sürecek olan bir paronaya. İşte en kötü ceza.
Bir insanın gerçekten istediği takdirde her şeye yeniden başlaması belki de sandığı kadar zor değildi. Bunları düşünürken aylardır kararan, ağırlaşan ruhunun inanılmaz bir şekilde hafiflediğinin ayrımına vardı.
"O zaman vakit varken kurtların dökmeli, herkesten ve herşeyden alacağını almalı. İçinde bir ukte kalmamalı. Her zevki, her heyecanı, her aşırılığı, uçukluk kaçıklık ve sapıklıkları yaşamalı."
Sayfa 7Kitabı okudu
Hani çocukken bazı rüyalar görürsün. şöyle pırıl pırıl bir günde, yemyeşil bir çayırda ayakların yerden kesilip biraz yükselip uçmaya başlarsın. Tıpkı rengarenk uçurtmalar gibi. Sonra da inanılmaz bir mutluluk içinde gelincik tarlalarının, papatyaların, derelerin, ağaçların üzerinde süzülürsün. Göğsünde, karın boşluğunda dönüp duran hoş bir duygu vardır. Hep istediğin ama hiç olmayacak şey gerçekleşmiştir. Uçuyorsundur. Akıl almaz bir özgürlük hissine kapılırsın. İşte o gece ona sarıldığımda bir insanın ancak çocukluk rüyalarında yaşayabildiği şeyleri uyanıkken yaşadım.