Bu noktada Müslümanların diğer inançlardan olan kişilere karşı tutumlarının nasıl olması gerektiğini kavramak için Mümtehine 60/8-9. âyetleri çok iyi bilmek gerekir:
"Allah size, sizinle din savaşı yapmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselerle iyilik ve fedakârlığa dayalı bir ilişki geliştirmenizi yasaklamaz: Çünkü Allah fedakâr olanları pek sever. Allah size, yalnızca sizinle din savaşı yapan ve sizi yurtlarınızdan çıkaran veya sizin çıkarılmanıza destek verenlerle dostluk kurmanızı yasaklar. Artık kim onlarla dostluk kurarsa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir."
Başka bazı âyetleri Mekke dönemi ile ilişkilendirip oralardaki hoşgörüyü hükümsüz gibi görenler özellikle hata yapmakta olduklarını işte bu âyetlerin mesajlarını anladıklarında göreceklerdir. Saldırganlık yapmayana saldırmak bir tarafa onlara iyilik yapılması ve adaletle davranılması gereği üzerinde durulmaktadır. Çünkü Yüce Allah âyetin sonunda iyilik yapanları ve adalet sahiplerini sevdiğini beyan etmektedir.
Sözün sonunda şunu özellikle beyan etmeliyiz: Kur'ân'da savaş anlamında kullanılan kelimelerden biri "kıtâl/mukaatele"dir; diğeri ise "cihat/mücâhede"dir.
Kıtâl aslında saldırgana karşılık verip savaş yapmak anlamına gelmekteyken, cihâd kavramı önüne gelen her inançsız veya farklı inançlardan olan kişileri öldürmeye değil, onları kazanmaya dayalı bir faaliyettir. Bu nedenledir ki Furkaan 25/52'de en büyük cihad Kur'ân'ı anlatmak şeklinde belirlenmiştir. Sadece bu ayet bile İslam'ın savaş anlayışını kavramamıza yeter niteliktedir.
Sayfa 514 - Cihad nedir? Kaba ve üstten, yıkıcı bir dille dini anlatmak cihad mıdır?Kitabı okudu
"De ki, eğer Rabbimin kelimelerini (yazmak ve saymak) için deniz mürekkep olsaydı, bir o kadar daha da getirseydik, Rabbimin kelimeleri tükenmeden deniz tükenirdi."