Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kısas-ı Enbiya I

Ahmed Cevdet Paşa

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Neden Ömer-ül Faruk denildi?
Rey ile yapılacak işlerden Ashaba danışmada bulunmak, Fahr-i Alem 'in sünnetleri ıdi. Danışma Meclislerinde herkes fikrini serbest sôylerdi . Hu­susile Hazret-i Ömer ( R . A. ) vahye uymakta ne kadar sürat ve metanet gösterir ise, rey ile yapıla­ cak işlerde de asla hatıra gönüle bakmayıp, tered­ dütsüz fikrini söyler ve sözü kestirirdi . . Çok kere fikrinde isabet ederdi. Birçok defa söylediği fikir, sonradan inen vahy-i ilahiye uygun düşmüştü. Hak ile batılın arasını tam bir olgunlukla ayırt ettiği için, kendisine ömer-ül Faruk denilmiştir.
Nihayet Roma imparatoru Kostantin, milattan (310) sene sonra, İsa (A. S.) dininin hükümlerinin açıkça yapılmasına izin verdi. Sonra, Kostantiniye şehrini yaptı ve Roma devletinin eski başşehri olan Roma'yı bırakarak Kostantiniye şehrinde taht kurdu. Kendisi de İsa (A. S.) dinine girdi. Sonra Hz. İsa'ya iman eden­ ler çoğaldı. İsa dini pek çok yerlere yayıldı ve ona bağlı olanlara "Nasara" denildi.
Reklam
Zamanında İsa şeriatının temelleri ve diğer hü­kümleri güzelce toplanılamadığından iş piskoposla­rın ellerine kaldı ve bir takım hususi gayelerle ara­larında fikir ayrılıkları çoğaldı ve Roma devleti ikiye bölündü. Biri Şark imparatorluğudur ki, baş­ şehri İstanbul'du, diğeri de Garb imparatorluğudur ki başşehri Roma idi. Bu eski ve yeni başşehirler birbirini kıskandı. Bu sebeple Roma devleti ikiye bölündüğü gibi, mezhehçe de Nasarii yani Hıristiyan­lar ikiye ayrıldı. Bir takımı Rimpapa'ya, yani Roma Piskoposuna tabi' oldular. bunlara " Katolik" denildi. Bir takımı da İstanbul patriğine bağlandılar. Bunlara da "Or­todoks" denildi.
Umeyye: "Şu demirlere bürünüp safları yırtan kahraman kimdir ?" diye sormuş, Avf'in oğlu "Resulullahın amcası Hazret-i Hamza'­ dır" diye cevap verince, ümeyye "Ah, bize bu işleri yapan ve bizleri bu hale koyan hep odur" demiş.
Nuh’un gemisi dağlar gibi büyük dalgalar ara­ sında yüzüyordu. Bu suretle tufan altı ay kadar sürdü. Sonra Allah'ın emriyle yağmurların arkası kesildi ve sular çekildi. Gemi "Cudi" dağının üzerine oturdu ve gemidekiler kurtuldu. Alem bir başka alem oldu.
Dünya yaratılalı kaç yıldır, bunu Allah'tan başka kimse bilmez. Hz. Adem'in yeryüzüne indiği vakitten Nuh tufanına kadar ve tufandan Hz. Mu­sa'nın vefatına kadar kaç yıl geçmiştir. Bu da ta­rihçiler arasında birleşilmemiş bir meseledir. Doğ­rusunu ancak Allah bilir. Çünkü o zamanlarda ya­ zılmış bir tarih yoktur. O vakitlerin durumu yalnız Tevrat-ı şerifte yazılıdır. Fakat tarihçiler arasında meşhur ve ka­ bul edilmiş rivayete göre Hz. Adem'den Tufana ka­ dar ikibin ikiyüz kırk iki ve Tufandan Hz. Musa'nın vefatına kadar, bin altıyüz yirmi altı yıl geçmiştir. Bu hesaba göre Hz. Adem devrinden Hz. Musa'nın vefatına kadar üçbin sekizyüz altmış sekiz yıl geç­ miş demek olur. Hz. Musa'nın dini Hz. İsa'mn Peygamberliğine kadar devam etti. İkisinin arasında gelip geçen Peygamberler, hep Musa (A. S.) ın dini üzere gön­ derildi.
Reklam
insanlar Nuh’un üç oğlundan üredi, ondan dolayı Nuh' (A. S.) a ikinci Adem denildi. Arabın, İranlıların ve Rumun babası "Sam" ve Sudan halkının babası "Ham" ve Türk kabilelerinin babası "Yafes" dir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.