Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa

Ahmed Cevdet Paşa

Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa Gönderileri

Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa kitaplarını, Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa sözleri ve alıntılarını, Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa yazarlarını, Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) yüzü herkesten güzel ve karakteri mükemmel idi.
1425 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârih-i Hulefâ, oldukça latif bir tarzda kaleme alınmış bir eser. Bu eserin her kütüphanede bulunması gerektiğini düşünüyorum. İleri seviyede okuyucular için tavsiye edebilirim.
Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa
Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i HulefaAhmed Cevdet Paşa · Bedir Yayınları · 199446 okunma
Reklam
Neden Ömer-ül Faruk denildi?
Rey ile yapılacak işlerden Ashaba danışmada bulunmak, Fahr-i Alem 'in sünnetleri ıdi. Danışma Meclislerinde herkes fikrini serbest sôylerdi . Hu­susile Hazret-i Ömer ( R . A. ) vahye uymakta ne kadar sürat ve metanet gösterir ise, rey ile yapıla­ cak işlerde de asla hatıra gönüle bakmayıp, tered­ dütsüz fikrini söyler ve sözü kestirirdi . . Çok kere fikrinde isabet ederdi. Birçok defa söylediği fikir, sonradan inen vahy-i ilahiye uygun düşmüştü. Hak ile batılın arasını tam bir olgunlukla ayırt ettiği için, kendisine ömer-ül Faruk denilmiştir.
Umeyye: "Şu demirlere bürünüp safları yırtan kahraman kimdir ?" diye sormuş, Avf'in oğlu "Resulullahın amcası Hazret-i Hamza'­ dır" diye cevap verince, ümeyye "Ah, bize bu işleri yapan ve bizleri bu hale koyan hep odur" demiş.
Zamanında İsa şeriatının temelleri ve diğer hü­kümleri güzelce toplanılamadığından iş piskoposla­rın ellerine kaldı ve bir takım hususi gayelerle ara­larında fikir ayrılıkları çoğaldı ve Roma devleti ikiye bölündü. Biri Şark imparatorluğudur ki, baş­ şehri İstanbul'du, diğeri de Garb imparatorluğudur ki başşehri Roma idi. Bu eski ve yeni başşehirler birbirini kıskandı. Bu sebeple Roma devleti ikiye bölündüğü gibi, mezhehçe de Nasarii yani Hıristiyan­lar ikiye ayrıldı. Bir takımı Rimpapa'ya, yani Roma Piskoposuna tabi' oldular. bunlara " Katolik" denildi. Bir takımı da İstanbul patriğine bağlandılar. Bunlara da "Or­todoks" denildi.
Nihayet Roma imparatoru Kostantin, milattan (310) sene sonra, İsa (A. S.) dininin hükümlerinin açıkça yapılmasına izin verdi. Sonra, Kostantiniye şehrini yaptı ve Roma devletinin eski başşehri olan Roma'yı bırakarak Kostantiniye şehrinde taht kurdu. Kendisi de İsa (A. S.) dinine girdi. Sonra Hz. İsa'ya iman eden­ ler çoğaldı. İsa dini pek çok yerlere yayıldı ve ona bağlı olanlara "Nasara" denildi.
96 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.