Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa (4.Cilt)

Ahmet Cevdet Paşa
0/10
0 Kişi
Okunma
Beğeni
112
Görüntülenme
Yazar Hakkında Ahmed Cevdet Paşa, on dokuzuncu yüzyıl, Tanzimat devri ülemasından mümtaz bir simadır.. İlmi, siyasi, edebi olmak üzere bir mümeyyiz vasıfları nefsinde toplayan bu güzide devlet adamımız, en ziyade ilmi ile temeyyüz etmişdir. 27 Mart 1822 tarihinde, Bulgaristan'ın Lofça kasabasında dünyaya gözlerini açan Ahmed Cevdet Paşa, burada idare Meclisi âzası bulunan Hacı İsmail ağanın oğlu ve Hacı Ali efendi ismindeki bir zâtın da torunudur. Hacı Ali efendinin pederi Ahmed ağa, onun pederi (Lofça Müftüsü) İsmail efendi, onun pederi de (Kırklareli kasabasından) Yularkıran Ahmed ağadır. On sekizinci asrın evailinde, Baltacı Mehmed Paşanın maiyetinde bulunan Ahmed ağa; 1711 tarihine rastlayan Prut muharebesinde Büyük Petro'yu mağlûb eden ordunun başındaydı. Mezkûr harbden sonra, artık Kırklareli'ne dönmeyerek Lofça kasabasına yerleşmişti. Ahmed Cevdet Paşanın validesi, Lofça kasabasında, ma'ruf, Topuz âilesinden Ayşe Sünbül hanımdır. Yularkıran Ahmed ağa; oğlu İsmail efendiye büyük bir servet bırakmıştı. Oğulları ve torunları tarafından, mezkûr servetin hüsn-ü idaresi iledir ki, Ahmed Cevdet Paşanın babası olan Hacı İsmail ağanın Lofça'daki meşhur çiftliği meydana gelmişdir. Lofça, aynı zamanda bir kültür merkezi idi. Müşir Derviş Paşa ile devlet ricalinden Midhat Paşa da, bu memlekette doğmuşlar, burada büyümüşlerdi. Ahmed Cevdet Paşa, Lofça'da ilk tahsilini ikmâl ettikten sonra, buranın müftüsü Hafız Ömer efendiden Sarf ü Nahiv, Belâgat, Fıkıh, Halebî ve Mülteka gibi dersleri okumuşdu. Bilâhare, Hafız Ömer efendiyi istihlâf eden Hafız Mehmed efendiden de mantık ve beyan tahsil etmişdi. Cevdet efendi, o sıralarda on altı yaşına gelmiş bulunuyordu. İkmâl-i tahsil için İstanbul'a gönderilmesi kararlaştırılmıştı. Bu arada kasabada bir müddet daha kalmış, Hafız Mehmed efendiden sonra müftülük vazifesini devr alan ve Deli Müftü diye ma'ruf bir zâtdan da ayrıca feyziyâb olmuşdu. Günlük hayatın dar çerçevesinde mahsur kalmaya mizacı müsaid bulunmayan ve serâzâd bir tabiate malik olan bu hocadan, bilhakkın istifadenin müşkilâtı karşısında, Hacı Ali efendi, torununun mükemmelen yetişmesini te'min maksadiyle onu, gelini ile birlikde, İstanbul'a göndermişti. 1839 da İstanbul'a muvasalatla Çarşamba civarındaki Papazoğlu medresesine giren Ahmed Cevdet Paşa, büyük bir intizamla derslerine devam ediyor, yardımlarını gördüğü arkadaşları için de, seve seve, serfiyatta bulunuyordu. Gerekli masraf, babası ve dedesi tarafından, devamlı olarak karşılanıyordu. Fatih câmi-i şerifinde, devrinin büyük ülemasından; İmamzade Esad efendinin Şerh-i Akaid, Antakyalı Said efendinin de Mutevvel derslerine devam suretiyle, ilim sahasında bir hayli mesafe kat' etmiş bulunan Cevdet efendi; yaşça kendisinden çok ileride olan, rüfekasını, bir hayli geride bırakmış, kısa bir zamanda üstadlarının teveccühüne mazhar olmuşdu. Medresede tahsil ettiği ma'nevi ilimlerin yanı sıra; müsbet ilimleri de ihmâl etmemiş, Mühendishane-i Berri-i Hümayun'da muallim olan Miralay Nuri Beyden Rızayiyye, Heyet, Tabiiyye, Tarih ve Coğrafya dersleri almış, buna karşılık, kendisi de Nuri Beye; Meâni ve saireden ders vermişdir. Temas ettiği devlet ricalinin, konaklarındaki mürebbi ve mürebbiyelerden Fransızcayı öğrenmiş, ilmî kudreti herkesçe bilinen Murad Molla'nın meşhur tekkesine müdavemetle Farsçayı da tahsil etmişdi Vükelâ, vüzera da dahil olmak üzere; devletin ileri gelen ricali, üleması, üdebâsı Şeyh Murad Mollanın hanikahına muntazaman devam ederler, feyz alırlardı. Aynı zamanda, Sultan Ahmed câmi-i şerifinin vaizlerinden olan şeyh efendi, her Cuma, bizzat va'za gelir, mazereti halinde ba'zen Hafız Tevfik efendiyi veya Ahmed Cevdet efendiyi gönderirdi. Cevdet efendi, ayrıca, meşhur Nedim efendiden de ders almışdır. Bu devrin tanınmış simalarından biri de şair Fehim efendidir. Bu zâtın, aynı zamanda, siyasi bir hüviyyeti de vardı. Zamanın ileri gelen âlimleri, edinleri sık sık Nedim efendinin konağında toplanır, sohbet ederlerdi.. Nedim efendinin delâleti ile Cevdet efendi, bu konağın müdavimi olan ricâl ile tanışdı. Kendisine şiir yazma zevkini telkin ve Cevdet mahlâsını tevcih eden de, bu zâttır. Eser Hakkında Burada okuyucularımıza takdim ile mühtehir bulunduğumuz: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârih-i Hulefâ isimli eserini hayatının son yıllarında ve en verimli, en olgun çağında yazmıştır. Hazret-i Âdem'den başlamak üzere bütün peygamberlerin menakibini ihtiva eden ve mülhem olduğundan asla şüphe edilmemesi lazım gelen bu mühim eser; Dört Halife devrini, Emevileri, Abbasileri, Tavaif-i Mülûkü de içine alır; Osmanlı devletinin zuhurunu -- İkinci Murad'ın zamanı nihayetine kadar -- mevzuuna dahil eder. Eserinin ilk yarısı, bizzat Ahmed Cevdet Paşa tarafından, ikinci yarısı da, kızı Fatma Aliye hanım tarafından bastırılmıştır. Tanzimat devrinde yetişen âlimler arasında, cidden mümtaz bir mevki' işgal eden Ahmed Cevdet Paşanın te'siri çok büyüktür.. Son zamanlarda tekrar medrese hayatına dönmek istedi ise de, devlet ricali arasına dahil olduğundan, buna imkan bulamadı. Kendisine vezirlik tevcih olundu. Adliyye ve Maarif Nâzırlıklarında bulundu. Vefatı 1894 dedir. Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârih-i Hulefâ isimli bu eseri, kendi sahasında yektâ ve bî hemtâdır.. Bu vesile ile, merhum müellifini, bir kere daha rahmetle yâd ederken; müessesemizi, bu eserin tab'ına muvaffak eden Cenab-ı Hakka, sonsuz minnet ve şükranlarımızı -- mağfiretine sığınarak -- arza ictisar eyleriz. Mümin Çevik
Yazar:
Ahmet Cevdet Paşa
Ahmet Cevdet Paşa
Derleyen:
Mümin Çevik
Mümin Çevik
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 54 dk.Sayfa Sayısı: 420Basım Tarihi: 1970İlk Yayın Tarihi: 1969Yayınevi: Üçdal Neşriyat
Ülke: TürkiyeDil: Türkçe

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.