Sayfa Sayısına Göre Kitap Hikâyeleri Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Kitap Hikâyeleri sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Kitap Hikâyeleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Rad Bradbury benzer başka öyküler yazsa da Fahrenheit 451 adlı romanında doruk noktasına çıkar, çılgınlığın çılgınlaştırdığı kişiliği. Bu romanı için şunları söyler:
'Durmamın imkânı yoktu. Ben Fahrenheit 451'i yazmadım, o beni yazdı. Sayfalardan gözlerime giren, oradan tüm sinir sistemimi dolaşarak ellerimden dışarı fırlayan, bir enerji çevirimi vardı. Daktilo ve ben, parmak uçlarıyla birbirine bağlı siyam ikizleri gibiydik'"
Sayfa 13 - Yanan Kütüphaneden Doğan KitapKitabı okudu
"Umberto Eco'nun Gül'ün Adı adlı romanının sonunda yakılan kitaba üzülen kaç kişi vardır bilmiyorum ama Saraybosna'daki savaş sırasında camları kırık evinde soğuktan donarak ölen bir şair vardır. Şairden uzun zaman haber alamayan arkadaşları evine giderler. Kapı açılmayınca kırmak zorunda kalırlar, evin içinde gördükleri manzara karşısında diken diken olan tüyleri soğuktan taş kesilir. Çünkü şairin ayakkabıları bile ayağında değildir. Sonradan anlaşılmıştır ki soğuktan donmamak için yakmıştır onları ama evinin duvarları kitap dolu olan şair, bir tek kitabını bile yakmamıştır soğuktan donacağını bile bile."
Sayfa 14 - Yanan Kütüphaneden Doğan KitapKitabı okudu
"Ne yazık ki kitapları yakanların sağ kaldığı ve kendilerini haklı gösterdiği, kitapları yakmayanların ise nesli tükenen canlılar gibi yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz."
Sayfa 14 - Yanan Kütüphaneden Doğan KitapKitabı okudu
"Kasıtlı olan bu yanışının sorumlusu Ömer Bin Hattab'dır. Hatta kitaplar, yakılmadan birkaç dakika önce şu konuşmaları işitmişlerdir Ömer Bin Hattab'ın ağzından:
'Bu kitaplarda ya Kur'an'da olanlar vardır ya da başka şeyler. Her iki durumda da gereksizler."
Sayfa 14 - Yanan Kütüphaneden Doğan KitapKitabı okudu
Umberto Eco'nun Gülün Adı adlı romanının sonunda yakılan kitaba üzülen kaç kişi vardır bilmiyorum ama Saraybosna'daki savaş sırasında camları kırık evinde soğuktan donarak ölen bir şair vardır. Şairden uzun zaman haber alamayan arkadaşları evine giderler. Kapı açılmayınca kırmak zorunda kalırlar, evin içinde gördükleri manzara karşısında diken diken olan tüyleri soğuktan taş kesilir. Çünkü şairin ayakkabıları bile ayağında değildir. Sonradan anlaşılmıştır ki soğuktan donmamak için yakmıştır onları ama evinin duvarları kitap dolu olan şair, bir tek kitabını bile yakmamıştır soğuktan donacağını bile bile. 1996 yılının Aralık ayında, savaş sırasında 35. Saraybosna Şiir Günleri'ne katılan Akgün Akova, anlattığı bu olayı şu cümleyle bitiriyor:
"Ne yazık ki kitapları yakanların sağ kaldığı ve kendilerini haklı gösterdiği, kitapları yakmayanların ise nesli tükenen canlılar gibi yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz."
Ne yazık ki kitapları yakanların sağ kaldığı ve kendilerini haklı gösterdiği,kitapları yakmayanların ise nesli tükenen canlılar gibi yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Ne yazık ki kitapları yakanların sağ kaldığı ve kendilerini haklı gösterdiği, kitapların yakmayanların ise nesli tükenen canlılar gibi yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
"Dünyada herkes birbirini kandırır, yazar kısmı da kendi kendini kandırır. Başkalarına söylemeye utansam bile, kendi kendime söyleyebilirim: Roman çok güzel oldu."