Reunion askeri duydu ve tıpkı asker gibi kelime-i şehadet getirdi "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşed enne muhammeden" ve gözlerini yumdu.
Reunion ölürken müslüman olmuştu.
Her gün asker kaybediliyordu.
Ama kimi günler yaralı ve ölü sayısı sınırını aşıyordu. Kim
bilir her gün kaç ananın ocağına ateş, yüreğine acı düşüyordu.
Kim bilir her gün kaç tane hayal onlarla birlikte ya yarıda
kalıyordu ya da onlarla beraber suya düşüyordu. Ve kim bilir
topraktan kaç ml kan fışkırıyordu. Çanakkale kan gölüne
dönüyordu. Attığın her adımda ayağının altında kaç askerin
kaç ml kanı silinmemişti. Hatta Çanakkale bir diğer tabiriyle
Kızıl Kale idi. Çanakkale Türklerin silinmez geçmişi, kökleri
olmuştu. Bu savaş kazanılırsa bu kanlı topraklara rağmen bu
vatan ilk Çanakkale de filizlenmeye başlayacaktı. Toprak
kanla sulanmıştı ve bu yüzden daha verimliydi. Belki
ilerideki nesil ne zaman kim olduğunu unutunca buraya bu
topraklara geleceklerdi ya da cesaret edemeyip, hüzünlenip
geri döneceklerdi. Çanakkale’de Türkler, Türkmenler,
Kürtler, Araplar, Çerkezler… savaşmıştı. İşte Çanakkale’nin
en büyük farkı ve üstünlüğü buydu, bu topraklarda her ırktan
insanın kanı akıtılmıştı.
KEŞKE Keşke ağaçlardaki yaprakların yeniden yeşermesi kadar Mucize olsaydık seninle.
Keşke ilkbaharın gelmesi kadar
Cıvıl cıvıl olsaydık birlikte.
Keşke olsaydı bir kere.
Keşke kapının çilingiri kadar
Kilit olsaydık bu mertebede.
Keşke bir kuş yuvasının yıkılması kadar
Yıkıcı olmasaydık bu mevsimde.
Keşke demesem keşke.
Keşke güneşin doğduğu manzara kadar
Muazzam olsaydık her imsak vakti.
Keşke korkunun gücü kadar
Sımsıkı olsaydık her tan vakti.
Keşke, keşkeler olmasaydı keşke.
Keşke yağmurun şiddetli yağması kadar
Sırırsıklam olsaydık seninle. Keşke,
Keşke olmasaydık seninle
Keşke, keşke ve keşke…
Hayata karşı direnerek kendi ülkesinden rakiplerinin (Türklerin) topraklarına kaçarak yeni bir hayata imza atan Rus bir hemşirenin Çanakkale Savaşı’nı kendi gözlerinden anlatan bir kitap… Karşılaştığı badirelere rağmen asla pes etmeyen ve babasının izinden giden bir başkarakter…
Bu kitabı okuduktan sonra geçmişinizi iyi yada kötü bir anı olarak minik bir kutuya kapatıp, önünüzdeki yolu (geleceği) daha net görebileceksiniz. Çanakkale Zaferi’nin zorluklarla, fedakârlıklarla ve ruhlarındaki, vücutlarındaki yaralara rağmen gülümsemeleriyle kazanıldığına şahit olacaksınız.
Ve son olarak bir tohum ekmek istiyorum ruhunuza:
Asıl dilekler tam da gerçekleşmeyeceği sanıldığı anda gerçekleşir.
Bu gün güneş batar,
Toprak kanla dolar.
Dönerse müessif
Ey! Asker müebbet.
Kanın zerredir,
Son damlası helal.
Bu toprak bu vatan,
Yıkılmayacaktır.
Sen ki batan güneş,
Doğacaksın elbet.
Sen doğunca medet,
Görünecek illet.
Sevilmeye değer miydi insan ya da sevilmeli miydi insan, bununla bir bağdaş kuramamıştı hiçbir zaman. Aslında hiç sevmeyi de merak etmemişti ki zaten. O sadece sevmişti farkında olmadan.