Diğer insanlar, bağışlayanlar, o noktaya nasıl erişiyorlar bilmiyorum. Aslına bakarsan benim bağışlamamı hak ettiğini düşünmüyorum. Üstelik bu bağışın benim elimde olduğundan emin değilim. Sanırım seni tam anlamıyla affedebilecek tek kişi yine sensin.
Zorbalar böyledir, değil mi? Güvensiz, ödlek, kendine duyduğu nefretle paramparça. Ve başkalarına saldırmak yüce hissetmenin, güç uygulamanın başka bir yoludur.
Gecenin sessizliğinde gel bana,
Bir düşün suskun konuşmasında gel,
Dolgun yanaklarla gel ve gözlerle,
Öylesine parlak
Bir dereye vuran gün ışığı gibi,
Geri gel gözyaşlarıyla,
Ey anısı, umudu ve sevdası bitmiş yılların.
"Yürüttüğünüz araştırmada, eğer bir kişi eşine bir kez fiziksel bir saldırıda bulunduysa, bunu tekrar yapmaları ne kadar olasıdır?"
"Oldukça olasıdır. Tekrarlanmayan tekil saldırı örnekleri neredeyse yok denilecek kadar nadirdir."
Sayfa 217 - Yabancı Yayınları, Çeviren: Ceren AlkanKitabı okudu
Ağlamamak için kendini o kadar zor tutuyordu ki içim paramparça oldu. Vedalaşırken ikimiz de ağzımızı açmadan, yalnızca kafalarımızı sallayabildik.
Bu beni Lizzie'nin beraber çalıştığı sağır insanları düşünmeye itti. Başlarına korkunç bir şey geldiğinde sesli kelimelerin yetmemesi gibi acaba onların da işaretleri afallıyor, parmakları sürçüyor muydu?