Hakikat aptallar için acı ve tatsızdır, yalan ise tatlı ve makul. İnancım o ki aynı şekilde ışık da gözleri rahatsız olanlara acı verirken, karanlık onları görmekten alıkoyduğu için acıdan kurtararak rahatlatır.
Kaderin bir anlık dümen kırmasıyla her şey altüst olmuş, akıl menzilden çekilmiş, ruh yaralı, duygular dizginlerinden boşalmış; Homeros'un kanatlı mısralarıyla veryansın ediliyor kadere, sessizce.
İçinde yaşadığımız zaman diliminde psikoterapi, adeta biyolojik psikiyatrinin hegemonyası altına girmiş, felsefe ise akademik duvarlar içine hapsolmuş durumdadır. Bu iki disiplin arasında temelde var olan birliktelik sayesinde felsefenin klinik bağlamda terapötik bir yöntem haline gelmesi -belki de yeniden demeliyiz- mümkündür. Immanuel Kant'ın da dediği gibi, "Felsefe bir ilaç gibi etki etmelidir"
“Derinine düşünmek, her sorunun ardından kıyıları daha çekici, daha esin dolu başka soruları açar önümüze. Kuşkusuz çaba ister, ama yeni kıyılara ulaşmaktan daha büyük zevk yoktur.”
.