21. Yüzyılda Emperyalizm

Kod Adı Küreselleşme

Sungur Savran

Kod Adı Küreselleşme Sözleri ve Alıntıları

Kod Adı Küreselleşme sözleri ve alıntılarını, Kod Adı Küreselleşme kitap alıntılarını, Kod Adı Küreselleşme en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mega kapital her yerde hükümetlerin kurulmasına ve yıkılmasına karışır. Şimdi Lenin’e geri dönebiliriz. Lenin’in tam da şirketlerin dünyayı paylaşmasını ele aldığı bölümde incelediği Alman AEG ve Amerikan General Electric şirketleri, bugün emperyalist sermayenin tipik biçimi haline gelmiştir. Mega kapital, değerlenme sürecinin bütününü dünya çapında planladığı için, farklı mega kapital birimlerinin dünyayı paylaşması da işin doğal sonucudur. Lenin’in belirttiği gibi ( CW , 22, s. 248 ve 252-53), mega kapital birimleri kimi zaman dünyayı anlaşmalarla paylaşır, kimi zaman rekabet içinde birbirinin boğazına sarılır. Kısacası, bugünün çokuluslu şirket olarak anılan sermaye türü Lenin’in emperyalizm teorisi çerçevesinde kucaklanır ve temellendirilir.
Küreselleşme” kavramı farklı alanlarda bizatihi dünyanın bütünleşmesini anlatmak için kullanılmamalıdır. Bütünleşme, küreselleşmenin berisinde yer alan bir kavramdır. Diyalektiğin terimleriyle konuşacak olursak, bütünleşme içeriktir (tözdür), küreselleşme biçim.
Reklam
Meta üretimi birbirinden bağımsız üretim birimlerinin (kapitalist üretim tarzında kapitalistlerin) kendi üretim kararlarını verdikleri ve sonra ürünlerini piyasada yarıştırarak bu kararları topluma onaylattıkları anarşik bir doğaya sahiptir. Planlama ise üretime ilişkin kararların, piyasanın kaprislerinden bağımsız olarak, toplum çapında verildiği bir düzen yaratır.
Adı üstünde “çokuluslu” bir şirket, daha da ileri gidilirse “ulusötesi” bir şirket nasıl olur da “ulusal sermaye” sıfatıyla nitelenebilir? Burada son dönemde kapitalist dünya ekonomisi hakkında geliştirilmiş olan en yaygın ve köklü efsaneyle çarpışmak zorundayız. Bu yaygın efsaneye inat vurgulamak gerekiyor: Çokuluslular sermaye kontrolü bakımından bütünüyle ulusal şirketlerdir. Microsoft, Cisco, Hewlett Packard, General Motors, Ford, Chrysler, General Electric, WalMart Amerikan şirketleridir; Citibank ve Chase Manhattan Amerikan bankaları. Mercedes Benz, Volkswagen, Siemens, BASF, Metalgesellschaft Alman şirketleridir, Deutschebank Alman bankası. Toyota, Mitsubishi, Honda, NEC, Sony Japon şirketleridir, Mizuho Finans Grubu ve Mitsubishi Tokyo Finans Grubu Japon bankaları. Kimse bu şirketlerin ulusal aidiyetini yadsıyacak tek bir kanıt gösteremez, zaten kimse göstermeyi denememiştir bile. Esasında tersi yapılır. “Küreselleşme” teorisyenleri “ulusötesi” şirketten söz ederken, Fortune dergisi her yıl yaptığı 500 büyük şirket sıralamasında hangi ülkeden kaç şirketin sıralamada yer aldığını da belirtir. Sermayenin uluslararası merkezileşmesi, yani farklı uluslardan sermayelerin iç içe geçmesi, sadece farklı ulusların zaten bir birleşme sürecini (sancılı biçimde de olsa) yaşamakta olduğu Avrupa’da dikkate değer bir düzeye ulaşmıştır (Airbus, askeri malzeme yapımı vb.) Bunun dışında sermaye temel olarak hâlâ ulusal bir karakter taşır.
“Küreselleşme” bir dünya olgusu olarak geri çevrilemez, kaçınılmaz bir olgu mudur? Dikkatli bir inceleme bu sorunun cevabının olumsuz olduğunu gösteriyor.
“sıcak para” dünyayı hep aynı kılıkta dolaşmaz, yüzündeki maskeyi sürekli değiştirir, kâh Meksika pezosu, kâh Endonezya rupiası, kâh Türk lirası kılığına girer. “Sıcak para” krizleri de buradan doğar.
Reklam
40 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.