Klâsik Türk șirinde nilüfer, şekil ve renginden dolayı güneş ya da așığın solan yüzünün betliği hatta gökyüzünün maviliği için benzetilen olmuștur. Suda yetişmesi ve su üzerinde bulunması nedeniyle gözü yaşlı tasavvur edilen nilüfer ayrıca manevi bir boyuta taşınarak, seccadesini suya sermiș, gözü yaşlı bir derviş olarak karşimıza çıkar.