Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler

Anonim

Quotes

See All
Kof övgülere ne kadar uzak olduğu bilinen Lenin'in Sverdlov'un ardından sarf ettiği bu sözlerin abartmasız bir tasvir olduğunu Lunaçaıski gibi birçok başka tanıklık da doğruluyor.Ama bu tür tasdiklere de o kadar gerek yok. Çünkü sonraki gelişmeler Sverdlov'un yeri kolay doldurulamayan bir örgütçü olduğunu kanıtlamıştır. Lenin'in de endişeyle ifade ettiği gibi, Sverdlov'un yeri herhangi bir kişi tarafından doldurulamadı. Sverdlov'un üstlendiği örgütsel görevleri sürdürebilmek 1919’da üç kişilik bir sekretaıya oluşturuldu. Daha sonra bu sekretaryanın üzerinde bir genel sekreterlik kurumu yaratılarak başına Stalin getirildi. Sverdlov ayrıca Sovyet'lerin Merkezi Yürütme Kurulu Başkariıydı. O göreve de onun ardından Kalinin geldi. Ama ne o sekretarya, ne de daha sonraki kurumlaşmalar Sverdlov'un yerini dolduramadı. Lenin'in de söylediği gibi Sverdlov'da cisimleşen özellikler, onun kişisel meziyetlerinden ileri geliyor değildi. Bu meziyetlerin şekillenmesine ve açığa çıkmasını asıl sağlayan Bolşevik Parti çalışmasının koşullanydı. Sonradan, asıl eksikliği duyulan şeyin Sverdlov’un kişisel meziyetlerine aşağı yukarı sahip olan hatta belki onu aşan devrim neferleri olmadığı iyice belli oldu. Çünkü Rusya’da da dünyanın başka yerlerinde de proletaryanın bağrından kişisel meziyetleri bakımından Sverdlov’la kıyaslanabilecek nice devrimcinin çıktığından ve çıkmaya devam edeceğinden kuşku duymamak gerekir
31 Temmuz 1914 günü, akşam vakti Paris’teki Cafe du Croissant (Hilal Kıraathanesi)’da Jaures ve yakın arkadaşlarından bir kaçı bir yandan yemek yiyip, bir yandan yaklaşan savaş hakkında hararetli bir tartışmayı yürütüyorlardı. Üç gün sonra cephede Fransız emperyalizminin çıkarları için kendi sınıf kardeşlerinin üzerine salınacak olanlardan bir tanesi pencereden girdi, perdeyi araladı ve Jaures’in kafasına bir mermi sıktı.
Reklam
En önemlisi, Lenin blankizmi de onunla özdeşleştirilerek ifade edilen “terör eylemleri”ni silaha başvurdukları için değil, bunların siyasal hedefleri ve sınıfsal içerikleri bakımından eleştirdi. Bu eleştiriyi yaparken de onları aşağılayan küçümseyen bir tutumla değil, onları aşma gereğini vurgulayarak yaptı. Bu noktada sınıf vurgusu şu sözlerdeki gibi öne çıktı:“Eski Rus terörizmi, komplocu aydınların işiydi:bugünkü partizan mücadelesi genel olarak işçi militanlar veya işsiz kalmış işçiler tarafından yürütülmektedir."
Blanqui’nin ölümünden sonra blankizm Avrupa’da kısa zaman içerisinde tasfiye oldu. Blankist hareketin en sahici mirasçısı ise, Rusya'daki narodnik hareket oldu.
Gandhi
Aslına bakılırsa, uzun yıllar boyunca Gandhi, İngiliz egemenliğine karşı ulusal mücadelenin önde gelen bir şahsiyeti olmuş, hatta birçok kez tutuklanıp cezaevine girmişse de, bir ulusal kurtuluş savaşçısı olmadığı kesindir. Gandhi aslında Roy'un desteklenmemesi gerekir diye itiraz ettiği sömürgelerdeki burjuva demokratik bağımsızlıkçı hareketlerin en tipik örneğini oluşturur. Bu ayrım unutulduğunda Gandhi'nin Hindistan'ın bağımsızlığına varan süreçte ulusal kurtuluş mücadelesinin körükleyicisi değil, frenleyicisi olduğu da çoğu kez unutulan, gözden kaçırılan bir gerçekliktir. Nitekim bu unutulduğu taktirde neden Gandhi'nin güya baş düşmanı olduğu İngiltere'de bir heykelinin dikildiği de anlaşılmaz hale gelmiştir. Gerçekten de Gandhi belki de düşmanları tarafından heykeli dikilen ilk ve tek “ulusal kurtuluş savaşçısı’’dır: Gandhi'nin yüzüncü doğum yıldönümü olan 1969'da İngiltere'de bir heykeli dikilmiştir
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.