Köpeklikten insanlaştırmaya doğru giden bu yolda doktorun ve çevresindekilerin davranışlarından tutun, köpek Şarik’e kadar herkes bu hicivsel anlatımda üstüne düşeni en iyi şekilde yapmakla kalmıyor, aynı zamanda mizahi havayı koruyarak, bizlere o dönemlerde olanları yansıtıyor. Kara mizah olarak düşünülebilecek bir eser olan Köpek Kalbi, sovyetleri ve sovyet devrimi sırasında insanların yaşamlarını, yaşayışlarını ve devrimin kendisini en olması gerektiği şekli ile gözler önüne seriyor.
Kitap o kadar sürükleyici ve o kadar akıcı bir üsluba sahip ki, başladığınız anda sizi kilitliyor ve elinizden bırakamadan okumaya başlıyorsunuz. Bittiinde ise aklınızda o zamanların rusyasında geçen bu karakterler, dudaklarınızda hafif bir tebessüm, gözlerinizde ise yeni bir Bulgakov kitabı arayan bakışlar kalıyor.