Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Körleşme
Elias CanettiKörleşme Reviews
You can find Körleşme reviews, Körleşme book reviews, Körleşme ratings on 1000Kitap.
Elias Canetti'nin 20'li yaşlarında yazdığı benim için baş yapıtlardan biri olan "Körleşme" hakkında inceleme yazısı yazmak, kelimelerin beynimde dönüp durmasına ve nereden başlayacağımı bilmeme neden oluyor. Ne yazarsam yazayım eksik kalacak onca şeye rağmen bir yerden başlamam gerek.
Sinoloji bilgini Prof. Kien'in kitaplarla dolu ve
Edebiyatla haşır neşir olan herkesin mutlaka duyduğu, başyapıt kitaplardan biri Körleşme. Canetti'nin bu kitabı 26 yaşında yazmış olması gerçekten çok çok büyülü. Okunması aşırı zor bir kitap olmasa da, özellikle 2. bölüm en çok kopmaya sebep olan kısımdı. Yazarın kitle psikolojisi üzerine yazdığı kurgu dışı kitaplarını okusaydım Körleşme'nin bazı noktalarını daha fazla anlamlandırabilirdim diye düşünüyorum. Kitabın en vurucu tarafı da körleşmiş toplumun ve insanların körleştiklerinin bilincinde olmaması, adeta yaşadığımız dünyanın farklı bir yorumlaması. Sözün özü ben kitabı çok sevdim, ilerleyen zamanlarda tekrar okumak istediklerimden. Eminim ki kaçırdığım çok nokta oldu. Değinmeden geçmeyeyim, Canım Oğuz Atay olmasaymış Ahmet Cemal bu başyapıtı dilimize kazandıramayabilirmiş. İyi ki istemiş.
Kitap kendi düşünceleri ve egolarında kaybolan insanların toplumun hangi kesiminden olursa olsun çevresine nasıl "körleştiğini" ve gerçekleri kendi dünyalarında nasıl manipüle ettiğini çok keskin bir şekilde anlatıyor. Genel olarak kitabın karakterlerin bakış açısıyla gerçekler arasındaki tezatlığı gergin bir şekilde anlatması hoşuma gitti fakat aynı zamanda bu dehşet ortamı betimlemeleri, kitabı biraz yavaş okumama sebep oldu. Bence herkesin çevresinden ve günümüz şartlarından bir şeyler bulabileceği okunması gereken bir kitap. Toplumun hangi kesiminden olursa olsun, egonun insanları nasıl körleştirebileceğinin mesajı çok etkileyiciydi.
Körleşme
Aslında bu kitabı Oğuz atayın Ahmet Cemal’e çevirmesini rica ettiği bir paylaşımdan esinlenerek okudum.
Ama gerçekten şahane bir eser.
Tabi okurken Kien’e çok kızdığım zamanlarda
oldu. Ama başlangıcından sonuna konular ve bağlamları çok değişik ve etkili bit kitap. Kitap aslında sayfa sayısından ziyade geniş bir tarihi ele almışçasına içine çekiyor insanı. Bu arada Ahmet Cemal’in böyle mükemmel bir eseri harikulade çevirisi içinde kutluyorum.
Kesinlikle okunması gereken kitaplardan birisi.
Körleşme
Hoşça kal bile diyemiyorum Sayın Kien.
Kitabı sevdim mi? Malesef sevmedim.
Yazar karakterleri o kadar sivri seçmiş ki sevmem imkansızdı tamam ama empati yapmama da engel oldu yazar. Her yeni gelen karakteri kabullenmem, sindirmem zaman aldı. Kahramanımız KİEN tüm hayatını kitaplarla geçiren, kitaplar hakkında çok şey bilen ancak insanlar hakkında hiçbir şey bilmeyen dünyaca tanınmış sinolog. Kısaca Prof. KİEN cahillerin yanında rezil rüsva oluyor diyebilirim. Tüm kötü insanlara karşı yapabileceğimiz bir şey yok mu? O kadar çoklar ki sanırım kör olmak, gözlerimizi kapayarak onlar yokmuş gibi yaşamaya çalışmak gerekiyor. Kien kitaplarıyla dış dünyaya kapalıyken ne kadar da mutluydu, insanlar hayatına girdiğinde aklını koruyamadı. Koruyamamış olmasına üzülmedim aksine sevindim. Cahil insanların sürekli üste çıkması haklıymış gibi sürekli onların ön planda olması akıllıların sessizce onları izlemesi tam da toplumun özeti. Katlanmak zorunda olanların nasıl acı çektiğini de Kien'in yaşadıklarından anlıyoruz. Kitabın tamamında kadın düşmanlığı zirvede. Yazar en çok kadınlardan nefret ediyor sonra da geriye kalan erkeklerden nefret ediyor. :) İnsan sevmeyenler için harika bir kitap daha da sevmemesi için tüm nedenler kitapta. Psikolojimi bozmak istemiyorum diyenler ise bu yola hiç çıkmasın. :)
Kitabın ilk bölümü Dünyasız Bir Kafa dır. Uzun boylu, zayıf bir adam olan Profesör Kien, tüm dış dünyadan soyutlanmış bir şekilde kendine yirmi beş bin kitaptan oluşturduğu kalesinde yaşamını sürdürür. Dış dünyadan, cahil ve bilgi kırıntısına bile sahip olmayan bu insan topluluğundan öylesine tiksinir toplumdan izole olur. Tek akrabası olan
Kitabın ana karakteri bir sinolog olan Prof.Kien yaklaşık 25 bin kitabı ile beraber mutlu bir şekilde yaşar hayatında sadece kitaplara yer vardır fakat hizmetçisi Therese'nin kitaplarına çok iyi davrandığını farkeden Kien sırf bu yüzden onunla evlenir ve herşey böylelikle başlamış olur.. .Toplumdan kopuk herkesi kendinden aşağı gören bir karakterin değersiz ve cahil gördüğü insanların eline nasıl düştüğü nasıl deliliğe kadar gittiğini ve bu insanların eline fırsat geçtiğinde ne kadar acımasız olduklarını anlar .
.
.Bu duruma kendince bir yöntemle yenmeye çalışan Kien etrafındaki herşeye karşı körlesir.Kitaptaki karakterlerin hemen hemen hepsi hatta evet hepsi sorunlu ve saplantili ...
.
Bu eseri öyle bir okuyayım da geçeyim diye okursaniz sıkılır yarim bırakırsınız ama aslında anlatmak istedikleri o kadar çok ki .Eseri o fasizim döneminde ve 26 Yaşında yazmak inanılır gibi değil zaten kısa bir süre sonra nazi yönetimi tarafından toplatılmış ancak 3.baskısıyla hak ettiği üne kavuşmuş.. .ve 1981 yılında Nobel almış .
.Oğuz Atay ve Ahmet Cemal'e teşekkürler demekten baska elden bişey gelmiyor
insanı oldukça yoran bir kitap olmasından dolayı belli bir olgunluğa sahip olmak gerekiyor bu kitabı idrak edebilmek için. en azından düzenli bir okuma alışkanlığına sahip olmak gerek. onun haricinde iliklerimize kadar hissetmek için de en az yazar kadar derin bir zekaya sahip olunması gerektiğini düşünüyorum. çünkü yazar gerçekten bir deha kurulan cümleler öylesine derinlemesine betimlenmiş ki bazen dalıp gidiyorsunuz, hangi sayfada olduğunuzu unutuyorsunuz. zira böyle bir dehayı anlamak için basit, sıradan bir okur olmak maalesef yetmiyor en azından bana yetmedi diyebilirim, aramızdaki dehaları tenzih ederim :)
bütün bunların dışında sırf kişiliklerin ve durumların nasıl ustaca betimlendiğini hayranlık ve ağzınız açık bir şekilde okuyacağınızdan emin olabilirsiniz.
Insanı yazarın zekasına hayran bıraktıran bi eserkitaptaki karakterin sosyal hayatın dışında kendine yarattigi dünyayı oyle guzel dile getirmiş ki karakterin kafasındaki kitaplığı görür gibi oluyorsun okurken.Aristokrat sınıfın topluma ne kadar uzak kaldığını şahane özetlemiş. Tekrar tekra okunası..
Elias Cannetti, Körleşme, 1935
Körleşme'yi okuyup hayran kalan Oğuz Atay istemiş dilimize aslından çevrilmesini.
"Bu romanın aslı Almanca. Ben İngilizce çevirisini bir solukta okudum. Şimdi sen en kısa zamanda romanın Almancasını getiriyorsun ve yine en kısa zamanda çeviriyorsun. Müthiş bir yazar, romanı da öyle!"
Açıkçası benim de çok etkilendiğim bir roman oldu. İncelemesi biraz uzun olmuş, dilerseniz blogdan devam edebilirsiniz.
rastgeleerisimlibellek.blogspot.com/2022/07/elias-c...