En Eski Kraliyet Suikastçısı kitaplarını, en eski Kraliyet Suikastçısı sözleri ve alıntılarını, en eski Kraliyet Suikastçısı yazarlarını, en eski Kraliyet Suikastçısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlk kitapta dünyaya giriş yaptıktan sonra, ikinci kitapta artık neredeyse bir yetişkin olmuş ve yeni yetenekler kazanmış bir ana karakterimiz vardı. Farseer, aralarda tek tük aksiyonlar yaşansa da yavaş ilerleyen, son 100-150 sayfasında ivme kazanan bir seri. Bu durum şimdiye kadar okuduğum kitaplarında hep aynıydı ve beni hiç rahatsız etmedi.
Her zamanki gibi Fitz ile beraber çıktığım maceradan çok keyif aldım. Kendisinin, saray halkıyla, kralıyla, yeni dostuyla, sevdiği kadınla, üvey annesiyle, yeni kraliçesiyle, mentorlarıyla ve hatta düşmanlarıyla olan ilişkisine, planlarına ortak olmak ayrı güzeldi. Güçlü anlarıyla beraber, zayıflıklarına, iç çatışmalarına ve kararsızlıklarına da şahit oldukça ana karakterle aramızdaki bağ gitgide güçlendi. Yazar ikinci kitapta ilkinin üzerine çıkmış diyebilirim. Üçüncü kitabın kapağı beni çok heyecanlandırdı olaylar her zamankinden daha da çok karışacak gibi. Not: Regal senden nefret ediyorum.
"Bu senin halkınla ilgili asla anlamadığım bir şey. Zar atabilir ve bütün oyunun bir zarın dönmesine bağlı olduğunu anlayabilirsiniz. İskambil kağıtlarını dağıtır ve bir adamın o geceki bütün talihinin bir elde dönebileceğini söylersiniz. Ama bir adamın bütün hayatı söz konusuysa, onu koklarsınız ve bu insan, bu balıkçı, bu marangoz, bu hırsız, bu aşçı müsveddesi, büyük ve engin dünyada ne yapılabilir ki, diyebilirsiniz. Ve böylece kendi hayatlarınızı ziyan eder, söndürürsünüz, rüzgarda yanan bir mum gibi tıpkı."
"Sevdiğin insanlara kızgın olmaktan daha kötü hissettiren bir şey var mıdır?" diye sordum.
Bir süre sonra konuştu. "Sevdiğin birinin ölmesini seyretmek. Ve nereye yönelteceğini bilmeden kızgın olmak. Sanırım bu daha kötü."