"Bizim zamanımızda herkes daha saygılıydı," diye devam etti kadın.
Bu sözleri Emil her zaman duyardı, onun için kadının söylediklerinin üstünde durmadı bile. Bazı insanların huyu böyleydi herhalde. Sanki suç içinde yaşadıkları zamandaymış gibi, nedense hep eski günlerin daha güzel, daha iyi olduğunu söylerlerdi. Onlara göre hava bile daha temizdi eski günlerde. Onlara tümüyle inanmanız beklenemez tabi ki! Dedikleri tümüyle yalan değildir, ama gerçek payıda çok azdır. Böyle insanlar ellerinde bulunanlarla yetinmeyi, mutlu olmayı öğrenememiş kimselerdir genellikle.
...Birden, kendini çok yalniz ve ufak hissetti Emil. Bu koskocaman, kalabalık ve uğultulu kentte minicik bir noktaydı sanki. Kimse onunla ilgilenmiyordu. Neden parasız olduğu, nereye gidiyor olduğunu bile bilmeyişi umurlarında değidi. O anda Berlin'de tam 4 milyon insan yaşıyordu ve içlerinden biri bile Emil Tişbayn'a aldırmıyordu. Büyük kentler böyledir işte. Kimse kimsenin sorunuyla ilgilenmez. Çünkü vakitleri ve sabırları yoktur. Sorunlarınızı anlatsanız bile, incelik olsun diye dinler görünür ve yalnızca çok üzüldüklerini söylerler. Oysa o anda içlerinden "Bana ne senin sıkıntılarından? Benim kendime yetecek kadar derdim var zaten" diyorlardır çoğunlukla.