Kudüs'ün Gönüllü Sürgünleri
Ayşe KarabatKudüs'ün Gönüllü Sürgünleri Gönderileri
Kudüs'ün Gönüllü Sürgünleri kitaplarını, Kudüs'ün Gönüllü Sürgünleri sözleri ve alıntılarını, Kudüs'ün Gönüllü Sürgünleri yazarlarını, Kudüs'ün Gönüllü Sürgünleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ben, dünyanın neresine gidersem gideyim mülteciyim.
Sayfa 251Kitabı okudu
insan içini doldurmak istiyorsa kelimelerin, kendi dilinde söylemeliydi duygularını.
Sayfa 243Kitabı okudu
Allah'ım, cennet de cehennem de bu dünyada.
Sayfa 235Kitabı okudu
tevrat diyor ki,
"bir insanı kurtarmak, dünyayı kurtarmaktır."
Sayfa 225Kitabı okudu
Gönüllü hemşire olarak çalıştığımı söylemiştim. Ellerim kaç kez,ölmek üzere olan Filistinli çocukların kanlarıyla doldu. Bizim çocuklarımız helikopter seslerinden, tank seslerinden anlar oldu. Kurşun atıldığı zaman, silah sesinden bile markasını söyleyebilir hale geldiler. Gelecek umutları yok... Bırakın büyüyünce ne olmak istediklerini, yarın ne olacağını bile bilmiyorlar. Evlerinin gece yarısı basılmasına, silahlı israil askerlerinin ağabeylerini, ablalarını, babalarını götürmelerine, annelerinin dipçik darbeleriyle yerlere yıkılmalarına tanıklık ettiler.
Sayfa 122
Nadya, pireli olup olmadığını hiç düşünmediği bu kediyi ceketinin altına sokarken bir yandan da ona, "Canım benim, acıttı mı canını..." diye avutucu sözler söylemişti. Kediyi severken, az önce kuyrukta olan, kucağında kırık bacaklı oğlunu taşıyan Filistinli babanın bakışlarını üzerinde hissetmişti. Adam muhtemelen "Bir kedi kadar bile kıymetimiz yok." diye düşünmüştü. Askerler, bütün yalvarmalarına rağmen bırakmamışlardı adamı. Nadya, "Özür dilerim." dercesine bakmıştı ter içindeki adama..."Özür dilerim..."
Sayfa 67
Nasıl tanımlamalıydı bunu? İnsanın bir uzvunun olmaması gibi sanki benim de kalbimde, ruhumda bir şey eksik, sakat gibiyim.
Sayfa 50
Farklı olacağız derken birbirimize kurabiyeler kadar benzediğimizi hatırlamıyor musunuz? En büyük farkımız fındıklı ya da fıstıklı olmamızdı, ama kurabiyeydik işte.
Sayfa 43
Allah'ım lütfen bir omuz... Dayanamıyorum artık. Bıktım güçlü kadını oynamaktan. Beni anlayabilecek, yaslanabileceğim, beni koruyup kollayacak bir omuz. Ayakta kalma gücü verecek bir omuz. Şefkatli bir omuz. Yaralarımı gördüğü zaman benden kaçmayacak bir omuz. Yaralarımı öperek, koklayarak iyileştirecek de bir omuz...
Sayfa 220Kitabı okudu
