Kumsalda - Korku Hikayeleri
Mehmet Fırat PürselimYorumlar ve İncelemeler
Selamlar taze biten korku kitabım ve ben geldik! Okudukça fark ettim ki çok uzun zamandır öykü ve korku türünü okumuyormuşum, özlemişim, geri dönüşüm beni çok tatmin eden bir kitapla oldu..
Kumsalda benim yazardan ilk okuduğum kitabı ama Akılsız Sokrates kitabını da okumayı şimdiden görev saydım kendim çünkü kalemini çok sevdim, beğendim..
Özetle; Tufan liseden yeni mezun olmuştur ve üniversiteye başlamadan hemen önce o yaz ailesiyle birlikte deniz kenarında kiralık bir yazlık evde kalmakta ama arkadaşlarından uzakta olduğu içinde sıkıntıdan patlamaktaydı. İkinci baharını yaşayan ebeveynlerini de bırakıp akşam vakti kumsalda yürüyüş yaparken ateşin başında birbirlerine korku hikayeleri anlatan dört genç ile karşılaşır. Kendini korkusuz göstermeye çalışır ve hemen aralarına katılır. Yalnız bu korku hikayeleri basit fantastik olaylardan çok tüyler ürperten cinler alemi, lanetli mektuplar, gerçekleşen rüyalar, kargalarla konuşan gizemli kadın gibi konularla doludur. Saatler geçtikçe hikayelerin tuhaflığı bir yana yeni tanışan arkadaşlığın gidişatı da bambaşka bir yöne doğru savrulurken biz çemberin kalan son halkası Tufan’ın hikayesine sahip olması ile minik bir şok yaşıyoruz..
Hikayelerin derinliğinden bahsetmiyorum çünkü onların sırrı, yazarın akıcı üslubu ve hikaye içinde hikayenin yer alması ile beni bambaşka bir diyara götürdü. Başta bayağı tırstığımı, okumaya gece yarısından sonra başlamış olmamın da etkisi büyük. Tavsiyemdir 
Mehmet Fırat Pürselim
Korkutucu ama güzel öyküler
Çok sevdiğimiz yazarlardan Mehmet Fırat Pürselim 'in 
Kumsalda - Korku Hikayeleri adlı kitabını dün gece okudum. Gece gece korktum hakikaten, tüylerimin ürperdiğı yerler oldu. Zaten yazarımız da kızının ve yeğeninin isteği üzerine yazmış eseri. "Umarım korkarsınız." temennisiyle de giriş yapmış ithaf kısmından asıl konuya. Korkarak da olsa keyifle, bir solukta
Okurken beni gençlik yıllarıma götüren, hani herkesin başına gelmiştir dediğimiz bir yaşam dönemecinin aktarıldığı, korku hikayelerinin kurguya döküldüğü kısa bir gençlik romanı diyebileceğim bir kitap.
Tatilde anne, babası ile birlikte olmaktan bir hayli sıkılan, diğer taraftan üniversite sınav sonucunu bekliyor olmanın stresi ile cebelleşen, fiziksel görüntüsü ve öz güvenle ilgili kendince sıkıntıları olan yalnız genç bir akşam kumsalda ateş görür. Ateşin etrafında toplanmış gençleri görünce onlara katılır. Sohbetleri her birinin yaşamış olduğu ya da yakınlarından duymuş oldukları korku hikayelerini anlatmalarıyla devam eder.
Zamanında yurt odalarında, arkadaş toplanmalarında çokça anlattığımız, duyduğumuz cin, peri, dirilen ölü, ermiş hikayelerinin benzerleri. Bu şekilde bir kitapla karşılaşmak benim için keyifli bir okuma deneyimi oldu. Bir ara öylesine güldüm ki kızım korku hikayesi okurken mi gülüyorsun sen dedi.
Dilek mektubu ile ilgili benim de oldukça sıkıntılı yaşanmışlığım var.
Her bir hikayenin sonu tam netliğe ulaşmıyor, okurun kafasında soru işaretleri bırakıyor. Zaten bu tür hikayelerin ortak yönü de bu değil midir? Giriş, gelişme, sonuç döngüselinde işlemez, mutlaka bir bilinmezlik kalır yaşayana, okuyana...
Akıcı bir anlatım, güzel bir dil ve o yaşın psikolojisini başarılı bir şekilde veriyor olması nedeniyle kitabı başarılı buldum. 
Esra Taşpınar ile okuduğumuz bu kitabı sizlere de tavsiye ediyorum
Kalemine hayranlık duyduğum ve ne yazsa okurum dediğim yazarlardandır Fırat Pürselim O kadar okunmaya değer ki yazdıkları. Her öyküde hayranlık dereceniz katlanarak artar.
Onu ilk "Akılsız Sokrates" adlı öykü kitabı ile tanımıştım. Sakarmeke'de aklımın kaldığı bir gerçek. O da en kısa zamanda alınıp okunacaklar arasında.
.
Bu defa biz okurları korku hikâyeleri ile mutlandırmış. Yazar, bu kitabı özellikle kendisinden korku hikâyeleri yazmasını isteyen kızına ve yeğenine ithafen yazmış olsa da içimizde kalan o çocuk ruhu ile bizde aldık kabul ettik, ürperdik ve çok çok sevdik. Yaş sınırlaması olmayan bu öykü kitabında aslında sadece 1 konu var ve bunun üzerinde şekilleniyor.
Arka kapak yazısında da belirtildiği gibi üniversiteyi kazanan Tufan'ın ailesi sahilde yazlık bir ev kiralamıştır. Evde canı çok sıkılan delikanlı, sahilde ateş başında birbirlerine korku hikâyeleri anlatan yaşıtları ile karşılaşır. Onu da içlerine alırlar ve herkes kendi hikâyesini anlatmaya başlar. Cinler, periler, hayaletler, kargalar, ölüler diriler aman Allahım yok yok. Her hikâye, merakla keyifle ve ürpererek çok da sevilerek okundu. Hele sonu efsaneydi.
Kuvvetle tavsiyemdir.
Kumsalda - Korku Hikayeleri Mehmet Fırat Pürselim
