Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an'a Giriş

Abdullah Draz

Kur'an'a Giriş Gönderileri

Kur'an'a Giriş kitaplarını, Kur'an'a Giriş sözleri ve alıntılarını, Kur'an'a Giriş yazarlarını, Kur'an'a Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cahiliye şiirinden öğrendiğimize göre, intikam alma hususunda müşrik Arapların tutkuları hâme adını verdikleri hayalî bir varlığa inanmalarına sebep olmuştur. İnançlarına göre, katili bulunup da intikamı alınmayan bir kişinin ruhu, hâme kuşu şekline girer, geceleri maktulün mezarı üzerinde uçar ve intikamı alınıncaya kadar durmadan "Bana içecek verin , bana içecek verin" diye öter ve intikamı alınınca da uçar gidermiş. Böyle bir yaratığın mevcudiyetini reddeden Hz. Peygamber, bunun cahiliye devrine ait bir inanç olduğunu ifade etmiştir.
Muhammed(s.a.v.) de tıpkı diğer peygamberler gibi bir peygamberdir. O ister geçmişe ait olayı nakletmiş olsun, ister sonradan olacak bir olayı haber vermiş olsun, isterse, bir davanın sırrını ortaya çıkarmış ve onunla ilgili karar vermek için en adil çözüm yolunu bulmuş olsun; işte bütün bunlar, ne onun zekasının keskinliği ne de insanî bilgilerinin genişliği sayesinde ; fakat sadece bütün yaratılışın, tüm ilmin ve her türlü iyiliğin kendisinden sudur ettiği ilahî bir müdahale sayesinde gerçekleşebilmiştir.
Reklam
İnanç sadece ataları İbrahim ve İsmail peygamberlerin dinlerinden kalmış birkaç kalıntıdan ileri gelmemektedir; o, tohum halinde insan ruhunda mevcuttur.
İslam, tahrip ruhuna karşı olduğu kadar tahakkûm ruhuna da karşıdır.
Savaştan çekilen düşmanın affedilmesini emreden Kur'an'ı Kerim emrini tavizsiz bir şekilde tatbik eden Hz. Peygamber, kaçmakta olan düşmanın takip edilmesini bile yasaklayacak kadar işi ileri götürmüştür.
Kur'an'ı Kerim'in hiçbir yerinde şiddet hareketinin meşru gösterildiğini görmeyiz. Bütün mesele, hasmın durumuna uygun bir şekilde karşı koyarak, adaleti yeniden tesis etmektir. Hatta Kur'an'ı Kerim Müslümanlara aralarında herhangi bir antlaşma bulunmayan müşrikler arasından himaye isteyenlere bile, bu himayenin dürüst bir şekilde verilmesini Hz. Peygamber'e emretmiştir.
Reklam
Artık insanın kadere boyun eğmekten başka çaresi de kalmamıştı; ta ki, bir kısmı idealleri diğer bir kısmı da putları için yaşayan herkes, ne için öldüğünü ve ne için yaşadığını bilsin.
Buhari'nin naklettiğine göre, bir gün Hz. Ömer , Furkan suresini, kendisinin bizzat Hz. Peygamber'den duyduğundan farklı bir şekilde okuduğunu işittiği için Hişam b. Hakim b. Hizam'a öfkelendi. Hişam namazda olduğu için Hz. Ömer öfkesine güçlükle hâkim olabildi. Namazın akabinde hemen yakasına sarılıp, bu kıraati ona kimin öğrettiğini sordu. Hişam, "Hz. Peygamber öğretti." diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle karşılık verdi:" Yalan söylüyorsun, çünkü Hz. Peygamber bu sureyi bana başka türlü öğretti." Ve yakasından tutarak onu Hz. Peygamber'in huzuruna götürdü. Bunun üzerine Hz. Peygamber Hişam'a okumasını emretti ve okuyuşunu " Bu sure böyle nazil oldu" diyerek tasvip etti. Sonra Hz. Ömer' e de okumasını emretti ve onun da okuyuşunu " Bu sure böyle de indirildi" diyerek tasvip etti ve konuşmasına şöyle devam etti: " Ey Ömer, bu Kur'an yedi harf( lehçe) üzerine nazil olmuştur, bunlardan hangisi kolayınıza gelirse onu okuyunuz."
Kur'an'ı Kerim; onların ruhlarının gıdası, ahlaklarının temeli, ibadetlerinin esası, tebliğ vasıtaları, günlük zikirleri ve tarihleridir; tek kelimeyle o, hayatın bütün yönlerini düzenleyen temel kanunlarıdır.
Hadisi şerifte nakledildiğine göre Kays b. Assam olması muhtemel bir bedevî Hz. Peygamber'e şöyle seslenir:"Ne ! Siz çocukları mı öpüyorsunuz. Biz asla böyle yapmayız." Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle cevap verir:" Eğer Allah senin kalbini her türlü insanî duygudan mahrum bırakmışsa ben sana ne yapabilirim?"
120 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.