Kur'an'da Kadın Portreleri kitaplarını, Kur'an'da Kadın Portreleri sözleri ve alıntılarını, Kur'an'da Kadın Portreleri yazarlarını, Kur'an'da Kadın Portreleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İsme aldandım, aradığım bilgi içerikli kitap bu değilmiş.
Kur'an da bahsi geçen kadınlar ele alınmış fakat onlarla sohbet havasında, gıyabında sesleniyor konuşuyor onlarla. Açıkçası bu üslup beni pek almadı.
Hitap edeceği kesim kesinlikle vardır, sade akıcı ifadeler kullanılmış ama benim merakım ve beklentim dolu dolu bir inceleme eser yönündeydi.
Kısa bir eser yine de okunması fayda sağlayabilir.
İnşallah ben de aradığımı bulurum,
Selametle
Şehit eşi olmak kolay değildir Hafsa, bunu senin kadar derinden duyamam belki; ama sen de biliyorsun ki "Allah yolunda öldürülenlere 'ölü' demeyin. Hayır, onlar yaşıyor; ama siz farkında değilsiniz." âyeti bizi bu konuda epey idrak sahibi kılıp sakinleştiriyor.
O insan ki "göklerin, dağların ve yerlerin yüklenmesini emaneti" yüklenmiştir, o ki içinde "ilahî nefesi" taşıyor, bu demektir ki biz de senden çok farklı değiliz. Sadece bunun idrâkinden uzağız, o kadar.
… “Allah’ın takdiriyle vâki olan cezâlandırıcı yağmur darbelerinden” (Şu’arâ/172-173) sen de nasibini almışsın. Tevrat’ta -ne kadar doğru bilmem- bir tuz heykeline döndüğün yazılı Vâhile. Ahlâkî kokuşmuşluğun zirvesinde olan sen ve kavmin için çok anlamlı bir cezâ bu. Lût Gölü’nün dünyanın en tuzlu gölü olması boşuna değil.
Ne kadar nasiplisin/özelsin Fâtima. Kız çocuklarının horlandığı bir toprakta, yanına her girdiğinde senin için ayağa kalkan ve evden her çıkışında hasretle yüzüne dokunan bir baban var.
Hem "hiciv" diyorsun hem de -bu sözler anlaşılan seni çok öfkelendirmiş ki- hışımla eline aldığın bir taşla Hz. Peygamber'i arıyorsun. Sonunda Hz. Ebû Bekir ile karşılaşıyor, Hz. Peygamber onun yanında olduğu halde O'nu göremiyorsun. Sana ne için geldiğini soran Hz. Ebû Bekir'e de şunları söylüyorsun: "Duyduğuma göre arkadaşın beni hicvetmiş. O șairse, biz de şairiz. O bizi hicvetmiş, biz de onu hicvediyoruz. Onun anlattıklarına isyan ediyoruz. Biz onun dîninden hoşlanmıyoruz. Vallahi onu bulduğumda şu taşı kafasına vuracağım." Allah sevdiğini böyle koruyor işte. Kalbi kör olanın gözü de görmüyor Ümmü Cemil. İnsanın kalbini açan îman eğer o yoksa gözler bir işe yaramaz.
Susmak bazen konuşmaktan daha anlamlıdır Meryem. Çok defa kelimelerin anlatamadığını, gelir suskunluk anlatır. Sessizliğin dili, konuşmanın dilinden daha anlamlıdır. Kader bazen duymak istemediğimiz, hak etmediğimiz sözleri de bize duyurur Meryem.