Faydacılık ve pragmatizmin teorilerini 'insan için'lik, Kant ve Levinas'ın teorilerini 'insan uğrunda'lık, olarak niteleyebiliriz. Burada 'uğrunda'lık ödevi, 'için'lik ise faydayı ifade eder.
Düşünme ve ahlaki duygulanma kapasiteleri (vicdan), insanı diğer canlılardan ayıran en önemli kapasiteleridir. Tanrı'nın insana "kendi ruhunda üflemesi", bu ayrıcalıklı kapasiteleri ifade eder. Ancak, bu kapasitelilik/ mükemmellik ile donatılmış olmak, kendi başına onu değerli/onurlu bir varlık kılmaz. Onur/ haysiyet kazanabilmek için, bu kapasitelerin ilişkili olduğu alanlarda ve kimselerle doğru içeriklendirilmesini sağlayacak bir özün (lübb) oluşturulması gerekir.