Kuran'la Gülmek Kuran'la Ağlamak
Hasan TaşdelenKuran'la Gülmek Kuran'la Ağlamak Gönderileri
Kuran'la Gülmek Kuran'la Ağlamak kitaplarını, Kuran'la Gülmek Kuran'la Ağlamak sözleri ve alıntılarını, Kuran'la Gülmek Kuran'la Ağlamak yazarlarını, Kuran'la Gülmek Kuran'la Ağlamak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her kuş kendi kaderini avlar
Allah alimlere üç şart koşmuştur:
Allah'ın dinini parayla satmamaları
Dini hükümlerde hevalarına uymamaları
Allah'tan başkasından asla korkmamaları
Kibir, hakkı inkar etmek ve insanları küçümsemektir.
Allah korkusundan dolayı ağlayan, asla Cehenneme'e girmeyecektir. Günah üzerinde ısrar eden de Cennet'e giremez.
Hiç kimseye imandan sonra sağlıktan daha hayırlı bir nimet verilmemiştir.
Merhamet etmeyen, merhamete mazhar olmaz. Göz yaş akıtır; kalp hüzünlenir. Ancak biz rabbimizin razı olduğundan başka şeyi asla söylemeyiz. Ey İbrahim! Senden ayrıldığımız için gerçekten hüzünlüyüz.
Hz. Muhammed Mustafa
Allahım, ağlayanları, ağlamayanlar hakkında şefaatçi kıl.
Kul günah işler; Allah bu günah işleminin onun hüzünlendirdiğini gördüğünde, o kişi (bu günahının bağışlanması için) namaz kılmadan, sadaka vermeden de bağışlar.
Hüznün bir tür tevbe olarak kabul edilmesi de vardır.
En faziletli ibadet, hüzün üzere kalabilmektir.
Ağlamanın kaybolup yerini kederli görüntüye bırakması da hüznün bir aşaması olarak değerlendirilmiş ve buna 'kemed' denilmiştir. Hüznün ağlamayla devam eden kısmı ise "rikkat" olarak değerlendirilmiştir. Hatta rikkat da bir tür dindarlık ölçüsü olarak görülmüştür.
Hüzünlü kişide önce hüzün ortaya çıkar. Daha sonra bu hüzün bütün bedeni dolaşır. Her bir organa nasibini bırakır. En son kalbe ve başa gelir ve orada yerleşir. Dolayısıyla ne zaman kalp hareketlense, o da hemen yukarıya (başa) doğru harekete geçer ve başın gözyaşı üretme merkezine gider, oradan yaşı alarak göze teslim eder, göz de yaşları savurur ve göz kapaklarını aydınlatır.
Bu Kur'an hüzünle nazil olmuştur. Onu okuduğunuz zaman içten ağlayınız. Eğer bunu yapamazsanız, en azından ağlayanlara benzemeye çalışınız.
Her işin çoşkunluk (arzulanan, istekle yapılan) dönemi vardır. Daha sonra bu duygu yerini sükûnete bırakır. Kim bu sükûnet döneminde sünnetimi (yani orta yolu) tutturursa, o felaha erer. Kimin bu sükûnet dönemi böyle olmazsa, (yani daha önceden çok fazla yaptığı ameli, külliyen terkederse) o helak olur.
Laf ebesi bir yöneticiden çok, iş gören bir yöneticiye ihtiyacınız var.