Kürtler, Ortadoğu'nun kadim halklarından biridir. Bu tartışılmaz. Modern anlamda devletten, modern anlamda kurumlardan yoksun olmalarına rağmen varlıklarını hala sürdürüyor olmaları bunun kanıtıdır.
Zelal diye bir kadın vardı. Daha küçük yaşta dayısının oğluyla evlendirilmişti. Bu arada kocası bir cinayet işlemiş, uzun yıllar hapiste yatmıştı. Hapisten çıktıktan sonra yeniden evlendi. Zelal kumayı içine sindiremedi. Kocasıyla didişip durdu. Bir gün koca evinden gözü çıkmış şekilde baba evine geldi. Kocası dövüp bir gözünü kör etmişti. Aile kocadan hesap soracağına onu geri dönmeye ikna etti. Sonunda kocası onu boşadı. Yanında beş-altı yaşlarında kız çocuğuyla baba evine geldi. Babası kabul etmedi. Boşanmış bir kadın ailesi için utanç vesilesidir. Bu yüzden bizim oralarda hemen hemen hiç rastlanmaz boşanma vakalarına. Kadınlar bunu bilirler ve cehennem hayatıda olsa kocalarından ayrılmazlar, her türlü zulmü sineye çekerler.
Herhalde "çağdaş medeniyet düzeyine ayıp oluyor" diye düşünmüş olmalılardır ki artık "Kürt yoktur" demiyorlar. Ama herhalde "Kürt vardır" derken "aslında yoktur" demenin Nobellik edebiyatını yarattıklarını siz de takdir ediyorsunuzdur.