Mezhep, farklı özelliklerini tevhit, ahlâk ve hukuk normları içinde sergilemeleri için tek dinin sunduğu karakterlerine en uygun imkândır. Kürtlerin ezici çoğunluğunun Şafii mezhebine, Türklerin ise Hanefi mezhebine mensup olması rastgele oluşmuş bir tercih değildir. Bu, Sosyolojinin tarihi tecrübesinin hasılası olan bütünsel akıl (külli akıl) ile yaptığı varlık yasalarından kaynaklanan isabetli bir tercihtir.