Kürt ulusal kimliğinin geç imparatorluk döneminden günümüze kadar olan oluşumunu analiz eden güncel bir kitap.
Denise Natali Kürt milliyetçiliğinin gelişimini izleyerek bize popüler kuramların tersine Kürt kimliği hakkında ya da Kürt milliyetçiliğinin var saydığı yapılanma hakkında doğal ya da sabit hiçbir şeyin olmadığını gösteriyor. Daha doğrusu, Kürt milliyetçiliği bölgede ulus-devletlerin gelişimiyle şekillenmiştir. Kürt toplulukları bazı ortak Kürtçülük duygusunu paylaştıkları halde, Kurdayetî her Kürt grubunun “siyasi alanı” içinde daha geniş bir kimlik silsilesiyle örülmüştür. Dahil etmenin ve dışlamanın farklı nosyonları Kürtlerin kendi etnik kimliklerini ifade etmeye yönelik siyasal ve kültürel fırsatlarını değiştirerek, zamanla alternatif kimlikleri üstlenme olasılığını gündeme getirmiştir.
Natali bu kitapla Ortadoğu’yla, Kürtlerin kötü koşullarıyla ve etnik-siyasi çatışmalarla ilgili kuramsal, ampirik ve siyasete dayanan araştırmalara büyük katkıda bulunmuştur. Kürt milliyetçiliğini farklı siyasi alanların bir işlevi olarak inceleyen ilk karşılaştırmalı eser onun bu kitabıdır. Bu alanda literatüre hayati bir katkı sağlayan bu kitap, Kürtlerle ilgili yazılan çok sayıdaki standart kitabı gölgede bırakacaktır.
..yirminci yüzyılın başlarında Kürtler büyük bir kırsal ve aşiretsel bir toplumdu. Merkezi hükümet stratejileri şeyhlik kurumunu geliştirdi ve gelişmekte olan Kürt milliyetçiliğinin yanı sıra aşiretsel yerel kimliklerinin belirgin hale gelmesini teşvik etti.
Irak, Türkiye ve İran'daki siyasi elit, her bir ulus devlet oluşum projesi içinde farklı anlarda egemen etnik topluluklar ile azınlık etnik gruplar arasındaki farklılıkların altını çizerek etnisiteyi seçkin kimlik belirleyicisi olarak vurguladı. Arap, Türk, Fars miraslarının büyüklüğünü ileri sürerek, kültürel sahicilik mitlerini geliştirdiler. .. .. Kuşkusuz, bu yeni devlet sistemi Kürt gruplar için fırsatlar sundu. Irak'ta en zengin toprak beylerinden bazıları Kürttü. Türkiye'de Kürtler seçkin işadamı ve politikacı oldular. İran'da üst düzey dini ve mesleki görevlerde yer edindiler. Gene de her bir devlette Kürtler ancak kendi etnik kimliklerinin bazı yönlerini inkar etmek suretiyle devletle tam anlamıyla bütünleşebildiler.
Kürt ulusal kimliğinin geç imparatorluk döneminden günümüze kadar olan oluşumunu analiz eden güncel bir kitap.
Denise Natali Kürt milliyetçiliğinin gelişimini izleyerek bize popüler kuramların tersine Kürt kimliği hakkında ya da Kürt milliyetçiliğinin var saydığı yapılanma hakkında doğal ya da sabit hiçbir şeyin olmadığını gösteriyor. Daha doğrusu, Kürt milliyetçiliği bölgede ulus-devletlerin gelişimiyle şekillenmiştir. Kürt toplulukları bazı ortak Kürtçülük duygusunu paylaştıkları halde, Kurdayetî her Kürt grubunun “siyasi alanı” içinde daha geniş bir kimlik silsilesiyle örülmüştür. Dahil etmenin ve dışlamanın farklı nosyonları Kürtlerin kendi etnik kimliklerini ifade etmeye yönelik siyasal ve kültürel fırsatlarını değiştirerek, zamanla alternatif kimlikleri üstlenme olasılığını gündeme getirmiştir.
Natali bu kitapla Ortadoğu’yla, Kürtlerin kötü koşullarıyla ve etnik-siyasi çatışmalarla ilgili kuramsal, ampirik ve siyasete dayanan araştırmalara büyük katkıda bulunmuştur. Kürt milliyetçiliğini farklı siyasi alanların bir işlevi olarak inceleyen ilk karşılaştırmalı eser onun bu kitabıdır. Bu alanda literatüre hayati bir katkı sağlayan bu kitap, Kürtlerle ilgili yazılan çok sayıdaki standart kitabı gölgede bırakacaktır.