Kurtuluş Savaşı Sırasında Türk Milliyetçiliği Sözleri ve Alıntıları
Kurtuluş Savaşı Sırasında Türk Milliyetçiliği sözleri ve alıntılarını, Kurtuluş Savaşı Sırasında Türk Milliyetçiliği kitap alıntılarını, Kurtuluş Savaşı Sırasında Türk Milliyetçiliği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bağımsız Türkiye, İslam dünyasının bir nevi emniyet supabıdır. Ingiliz politikasi bu supabı kapatmakla, Türk milliyetçiliği ile temsil edilen Müslüman enerjisinin tüm Islâm ülkelerine yayılmasına sebep oldu.
Türk sefaleti ise namuslu kalmış, elbisesi çok eski ise ortalıkta görünmez. Kolay kolay bulunamaz, ıstırabının ancak bir kısmını açığa vurur ve dilenecek kadar alçalmaktansa ölmeyi tercih eder.
Yakında öleceğim. Vatanim uğruna hayatım feda olsun. Bu, bana sizinle açık konuşma fırsatı verdi. Özür dilerim, burada çok kötü ve haksız şeyler göreceksiniz. Bunlar sizin müttefikleriniz tarafından yapılmıştır ve biz Fransa'nın bunları protesto ettiğini duymadık. Yunanların bizim yaralı askerlerimize, ölülerimize neler yaptıklarını gözlerinizle göreceksiniz. Sivil halkın da bunlardam neler çekmiş olduklarını, şehrin ileri gelenleri ve kadınlar anlatacaklardır. Camilerimizin kirletildiğini göreceksiniz. Eskişehir'deki imamların ce Söğüt'teki Ertuğrul Gaxi Türbesi'ndeki sarıkların çöp yığınları arasından ve köpeklerin ağzından toplandığını göreceksiniz. Arkadaşlarım adına sizden şunu istiyorum: Gördüklerinizi ülkenizde anlatınız.
Ingiltere'nin ayağa kaldırdığı bu müslüman milliyetçiliği dayanak noktasını Türk askeri gücünde bulmaktaydı. Onları Türk subayları yönetiyordu. Selanik'ten Kaşgar'a kadar hatta daha uzağa, hıristiyanlığı kabul etmiş fakat türkçe konuşan bir kabile olan Kıpçakların yaşadığı Ural'dan İskenderun'a Orta Asyada Çin'den Akdenize kadar Türk lehçeleri konuşan 50 milyon insan aralarında pek güzel anlaşıyor ve aynı ırktan geldiklerine inanıyorlardı.
Bütün gün boyunca savaşın müthiş gerçeklerini gördüm. Gördüklerim, sadece geçmiş bir kaç gün içinde olup bitenlerdi.Savasin ne biçimde yapılmış olduğunu anlamak için yere bakmak yetiyordu.
Yunanlılar her yeri yakıyor, yağma ediyor, Müslüman kadın ve çocuklarını öldürüyorlardı. Bu derece haksızlığa ve zulme karşı her taraftan büyük bir öfke yükseliyordu: ''Biz ne yaptık? Bizden ne istiyorlar?''