"Hiçbir erkeğin seni istemediğini söylemiştin ama biri çıkıp da istediğinde - hatta sahip olduğu her şeyi riske atacak kadar çok istediğinde - kendini onun bir yalancı olduğuna inandırıyorsun.
"Bence haklısın William. Sana yaslanabildiğim sürece, bastona ihtiyacım yok."
"O halde sonsuza dek bana yaslan."
"Sonsuzluk çok uzun bir süre.."
"Kollarında dans eden umudu tutuyorsan hiç de uzun bir süre değil."
"İstiyorum. Seni istiyorum. Sen eşim ilan edeceğim. İnsanlarım arasında prenses olarak kabul edileceksin. Sana ne istersen alarak lükse boğacağım."
Raven erkeğe boş gözlerle baktı.
"Hediye olarak aşkın yeterdi bana."
"Bu tür şeyleri anlamıyorum ve anlıyormuş gibi de yapmayacağım. Tek söyleyebileceğim bence hiç kimse - insan veya diğer türlerde - mükemmel değildir. Eğer mükemmellik normal olmak için bir standart kabul edilseydi, hepimiz sınıfta kalırdık."
"Ne umuyorsun?" Raven göz teması sağlamaya çalıştı.
"Hiçbir şey." diye cevap veren William'ın bakışları hala sokağa dönüktü. "Hiçbir şey ummuyorum çünkü umut beyhudedir."
' "O halde neden bunu riske atıyorsun?"
Erkek kelimelerini dikkatle seçmek istercesine bir an için sessiz kaldı.
"Benim dünyama güzelliği sen getirdin. Bir gece bile olsa aynısını yapmak istedim senin için." Raven'ın dudaklarından acı dolu bir inleme döküldü.
"Bana işkence etme."
"Gerçek bu. Yıllar boyunca gecelerimin ve gündüzlerimin güzellikle dolu olduğunu düşündüm. Sonra karşıma sen çıktın ve ne kadar yanıldığımı anladım." '
Her ne kadar aşkın kendisine göre bir şey olmadığını kabullenmiş olsa da, diğerlerinin, özellikle de arkadaşlarının aşk yaşamlarından büyük bir keyif alıyordu.