Lady chatterley’in sevgilisi, ilk 150 sayfasından sonra su gibi aktı. Kitapta bir kadının ilişkiden aslında ne istediğini, sağlıksız bir ilişkinin insanı nasıl zayıf düşürdüğünü ve bir içten dokunuşun insana nasıl yeniden heyecan kattığını, yaşama isteği aşıladığını okuyoruz. Nazik olmak, saygılı olmak, sevdiğini dile getirmek ne kadar yeterliydi? Asıl ihtiyaç duyulan bunun hissettirilmesi, bu sevginin büyülü bir dokunuşla karşı tarafa iletilmesi değil miydi?
Connie savaşta yaralanan eşi ile varlıklı bir hayat sürüyordu, Lady chatterley di o. Fakat eksikti her zaman çünkü hiçbir heyecanı yoktu ilişkisinde varlığını hissettiren bir eş olamadı hiçbir zaman Clifford. Çok saygılıydı, çok anlayışlıydı, hatta karısının evlilik dışı ilişkilerine bile göz yumacak kadar ilgisizdi. Lady chatterley kocasının koru bekçisi olan Mellors ile yasak bir ilişkiye başlamıştı, Lady chatterley olmaktan vazgeçecek kadar çok seviyordu Mellorsu. Aralarında geçen o sıcaklığı her sayfada hissettim, ve anlatılan şuydu ki bir kadın gerçekten sevilerek can buluyordu, onca varlığın arasında bulamadığı aşkı koruda bir kulübede bulmuştu connie, çünkü aşk sahiplenilmek istiyordu, büyülenmek, ait olduğunu hissetmek istiyordu.