Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dünyada ve Türkiye'de Laiklik

Toktamış Ateş

Dünyada ve Türkiye'de Laiklik Sözleri ve Alıntıları

Dünyada ve Türkiye'de Laiklik sözleri ve alıntılarını, Dünyada ve Türkiye'de Laiklik kitap alıntılarını, Dünyada ve Türkiye'de Laiklik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Meşru bir düzen, ne zorbalığa dayanır, ne dine. Meşru bir düzen, ancak halkın özgür iradesine dayanır.
Ancak burada " düzene karşı olmak" kavramı üzerinde de biraz durmak gerekir. Varolan düzene karşı olan herkes "solcu" değildir. Solcu olmak için, düzen değiştirildikten sonra, düzenin nimetlerini "daha geniş" kitlelerin yararına sunmak gerekir. Eğer düzen değiştirildikten sonra, bu değişikliğin sonuçlarından eskisinden daha "dar" bir kesim yararlanmaya başlarsa, bu solculuk olmaz. Ortaya çıkan yeni düzen de devrim düzeni değil, karşıdevrim, ya da tepkisel ( reaksiyoner) devrim düzenidir. Gerçekleşen şey karşıdevrimdir.
Reklam
....biraz zorlama ile de olsa, insanların bu duruma " gönüllü" katlanmalarının sağlanması gerekir. İşte işin bu aşamasında; din etkeninin, daha doğrusu, "insanların bilinmeyen karşısındaki korkusunun" kullanılmasını görüyoruz.
İşte burjuvazi bu koşullar altında Tanrısal düzenin temel felsefesine saldırdı. "Neden Tanrı insanları farklı yaratsın" dediler. İnsanlar arasındaki farklar, sadece biçimsel farklardır. İnsanlar doğuştan EŞİT ve ÖZGÜR'dürler. Günümüzde laikliğin başlangıç noktası işte burasıdır.
Bağımsız bireyin 'aklı' her türlü 'gelenek' ve 'otorite' görüşünün üzerinde yer alıyordu.
Tüm hak ve özgürlükler, sadece onu kullanabilenler içindir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Bana kalırsa Türkiye'de laikliğe en sert darbeleri vuranlar, en büyük zararı verenler arasında, yobaz ve bağnaz Atatürkçüleri de saymak gerekir.
çok beğendim pasajı
Ancak dünyanın hiçbir yerinde kaba güç ve zorlama, insanları yönetme yetkisini sürekli bir biçimde elde tutmaya yetmez. İşin içine bir de "ikna" unsurunu, "inandırma" unsurunu katmak gerekir. Biraz zorlama ile de olsa, insanların bu duruma "gönüllü" katlanmalarının sağlanması gerekir. İşte işin bu aşamasında; din etkeninin, daha doğrusu, "insanların bilinmeyen karşısındaki korkusunun" kullanılmasını görüyoruz.
Zaten azgelişmişliğin kriterlerinden biri de hızlı nüfus artışıdır. Ve durum böyle olduğu için, azgelişmiş ülkeler bir türlü gelişmiş ülkelerin refah düzeyine ulaşamazlar.
Sayfa 130Kitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu ulus temeline dayanmayan bir imparatorluktu. Hangi ulustan, ya da hangi etnik gruptan gelirse gelsin, tüm "tebaa" arasında tam bir eşitlik, ya da eşitsizlik vardı. Ama özellikle Türkler sürekli olarak "horgörülen" bir konumda idiler. Türk denildiği zaman anlaşılan, genellikle "köylü" ya da "dağlı" anlamlarına gelen bir şeydi. Ancak imparatorluğun son dönemlerinde, özellikle 1905 Rus Devriminden kaçan kimi "Türkologların" da etki ve katkılarıyla Türklük bilinci uyanmaya başlamıştı.
Sayfa 100Kitabı okudu
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.