Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

HA

HA
@Kargakovalayan
Sıkı Okur
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,fendir. İlim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir. Mustafa Kemal ATATÜRK
Sabitlenmiş gönderi
Önündeki viski dolu bardağı bir dikişte içerken, "Demek ki " diye söylendi kendi kendine, " devlete güvenmekle hata etmişim. Hem de ikinci kez." Bir süre gözlerini kapadı sonra tekrar söylendi: " Tabii devlet demek doğru değil, aslında hükümet demek gerekir."
Reklam
ATATÜRK devrimlerinin en büyüğü, en anlamlısı; milli egemenliğe dayalı, tam bağımsız, milli, çağdaş ve laik Türkiye Cumhuriyetidir. ATATÜRK 1933'te Cumhuriyetin 10'uncu yılını kutlarken, Türk inkılabı ile Cumhuriyeti eş anlamda almış; "Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir" demiştir. ATATÜRK'e göre medeniyet dünyasının çağdaş yönetimi Cumhuriyetdir.
"Türk milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır." Mustafa Kemal ATATÜRK

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ahmet Hăşim1919 yılı mektubu
Ankara' da Almanya imparatorunun Anadolu hastalıklarını incelemek üzere gönderdiği bit tıp heyetinin bazı büyük rütbeli üyeleri ile görüştüm... Anlamışlar ki, Anadolu Türkleri' nin karınları kurtla yüklü ve kanları bu kurtların salgıladığı parazitlerle dolu bulunuyor. Cinsi yakın bir yok olma ile tehdit eden bu halin sebebi nedir bilirmisin? Beslenme eksikliği. Her ne kadar garip görünse de Anadolu Türkleri henüz ekmek yapımından bile habersizdirler. Yedikleri mayasız bir yufkadır ki, ne olduğunu yiyenlerin midesine bir sormalı!...
HA
Bir kitabı okumaya başladı
Dahi Diktatör
Dahi DiktatörCelal Şengör
8.7/10 · 3.627 okunma
Reklam
"Ahmaklar! Memleketi, Amerikan Mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını sağlamak için bütün bu vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk bağımsızlığını feda ediyorlar." Mustafa Kemal ATATÜRK 1919》
Nefes alabildigin sürece yaşadığın her gün özeldir. Her saniye kıymetlidir çünkü zamanın telafisi yoktur. O yüzden hiçbir şeyi özel gün için saklama.
Kuva-yi Milliye bir ruhtur; vatanı emperyalistlerin ayakları altında çiğnenen, her şeyini kaybetme noktasına gelmiş Türk ulusunun, varını yoğunu ortaya koyarak "isyan etmesini" sağlayan kutsal bir ruh... 》O yuzden bu günlerde Hamas gibi bir takım basit benzetmeler yapmaya çalışarak bu ruhu incitmeyin.
Vahdettin ATATÜRK' ü Samsun'a halk hareketini bastırmak için gönderdi yani ülkeyi kurtarmak için değil, kurtarsın diye gönderseydi, geri çağırmazdı ve idam fetvası yayınlatmazdı, bu kadar ucuz savunmaları bu millet yemez! ATATÜRK'ü Samsun'a gönderenler, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan ATATÜRK'ü bir ay dolmadan 8 Haziran 1919' da geri çağırdıla, iki ay dolmadan, 8 Temmuz 1919'da görevden aldılar. Bir yıl dolmadan 11 Nisan 1920'de ATATÜRK ve arkadaşlarının " katli vaciptir" fetvalarını yayımladılar. Bir yıl dolmadan 18 Nisan 1920'de Kuva-yi millliye'ye karşı Kuva-yi Inzibatiye' yi kurdular. Bir yıl dolmadan 11 Mayıs 1920' de ATATÜRK ve silah arkadaşlarını idama mahkum ettiler. Padişah Vahdettin, ATATÜRK'ün idam fermanını onayladığında ATATÜRK'ün Samsuna çıkmasının üstünden sadece 1 yıl 5 gün geçmişti.
Reklam
Yaşamaz ölümü göze almayan Zafer göz yummadan koşana gider Bayrağa kanının alı çalmayan Göz yaşı boşana boşana gider.
Mustafa Kemal Sofya'ya Ekim 1913'te gelmişti. Buraya tayinine İttihat ve Terakki yönetiminin liderleriyle arasındaki soğukluk neden olmuştu. Mustafa Kemal çok kısa bir zaman sonra Bulgar başkentinin siyasi, kültürel hayatının vazgeçilmez simalarından biri haline geldi. Bulgaristan, Mustafa Kemal' in hareketli hayatında ileriye dönük birçok projesini biçimlendirdiği, toplumsal, siyasal, kültürel modernleşme olayını yakın örnekleriyle izlediği bir laboratuvar oldu.
Sakarya Meydan Muharebesinin ardından hakkında İstanbul Hükümeti tarafından idam fetvası verilen Mustafa Kemal Paşa'ya Meclis tarafından "Gazi unvanı ve Müşir (Mareşal) rütbesi verildi. Mustafa Kemal Paşa kendisine verilen bu unvanları "askerlik hayatının en büyük gurur kaynağı olarak taşıyacağını" belirtmiştir ve öyle de olmuştur. Bilhassa kendisinden "Gazi" diye bahsedilmesinden büyük bir onur ve mutluluk duymuştur.
"Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen."
218 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.