Liberalizmin İki Yüzü

John Gray

Liberalizmin İki Yüzü Quotes

You can find Liberalizmin İki Yüzü quotes, Liberalizmin İki Yüzü book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Mill, insanların, tür için en iyi olan tek bir yaşam biçiminde uzlaşacak şekilde insan iyiliğine dair yargılarında buluştuklarına inanır. Mill’in etik kuramı söz konusu yargıların bir anlatımıdır; siyasi kuramında ise en iyi insan yaşamını etkin olarak geliştirecek olanın liberal toplum olduğuna bahse girer. Mill'in aksine Nietzsche, insanların, iyiye dair makul bir uzlaşıya varamayacak denli farklı olduklarına inanır. Etik araştırmanın ortaya koyduğu şey, iyiye dair bir uzlaşı değil, ona ilişkin bakış açılarının nihai çoğulluğudur. Nietzsche Şen Bilim'de şöyle der: “Bir topluluğun devamlılık koşulları diğer topluluklarınkinden farklılaştığı zaman, farklı ahlakiyatlar var olur; ve geleceğe bakacak olursak (...) daima çeşitli ahlakiyatlar olacağı kehanetinde bulunabiliriz.” Nietzsche'nin yazdıkları tutarlı bir siyasi kuram olarak adlandırılabilecek bir şey içermez. Ancak ona göre farklı rejimlerin, farklı türlerde ve bileşimlerde insan refahını sağladığı söylenebilir. Nietzsche, farklı rejimlerin istenirlik ya da değer açısından sıralanıp sıralanamayacağı konusunda net değildir. Bu kısmen onun, farklı yaşam biçimlerinin değer açısından karşılaştırılıp karşılaştırılamayacağına dair belirsizliğinden kaynaklanır. Bazen bunların bir değer hiyerarşisi içinde sıralanabileceği şeklindeki yan Aristotelesçi bakışı benimser, bazen de bunun olanaksız olduğu yolundaki çoğulcu yaklaşımı kabul eder. Kesin olduğu nokta, türün tamamının, iyinin anlamına dair fikir birliğinin olanaklılığını reddetmesidir. Liberalizmi reddedişinin asıl temelini oluşturan, etik kuramının, işte bu olumsuz, şüpheci tarafıdır.
İnsanların yaşamı karşılıklı olarak kendilerine has yaşamlardır, çünkü her biri diğerinin kötülediği şeye gereksinim duyar.
Reklam
Evrensel insan hakları bütün dünyada tek bir rejim için ideal bir temel kurallar dizgesi değildir, her zaman farklı kalacak rejimlerin barış içinde yaşamasını sağlayacak asgari standartlar dizisidir.
Nietzsche, her zaman birçok ahlakiyatın varolacağını algılamıştır. Geçmişlerin ve koşulların çeşitliliği, mizacın ve insan gereksinimlerinin değişkenliği, geçmişte olduğu gibi gelecekte de iyiye dair birçok bakış açısı olacağının garantisidir. Bu, bir bakış açısının herhangi biri kadar iyi olduğu anlamına gelmez (Nietzsche açıkça, iyiye bakışının örneğin Pascal ile Schopenhauer'inkinden üstün olduğuna inanıyordu). Bu, ötekilerden daha iyi olan bir iyi bakışının olmak zorunda olmadığı anlamına gelir. Aslında, Nietzsche’nin bazen ima ettiği gibi, eğer bazı iyi yaşam türleri değer açısından kıyaslanamazlarsa, bu tür bir bakış açısı olamaz.
Farklı toplumlar coğrafya, rekabet ve yetenek kısıtlılıklarına bağlı olarak, kendi farklı yaşam biçimlerinin ifadesi olan ekonomik yaşam biçimleri geliştirirler. Geç modern toplumların çoğunda olduğu gibi eğer toplumda birçok yaşam biçimi varsa, bu toplumlar farklı aile yapılarını, dinsel inançlarını ve değerlerini ifade eden farklı türde üretici birimleri barındırma eğilimi gösterirler.
Adaletin gerektirdikleri her yerde aynı değildir. Bunun nedeni beklentilerin toplumdan topluma değişmesi, birinde adil olanın, diğerinde adaletsiz olabilmesidir. Adaletin talepleri bir öznel seçim meselesi değildir; tarihe ve koşullara göre değişebilir.
Reklam
Değer çatışmaları insan olmanın bir parçasıdır. Bunun nedeni, insanların, iyi yaşam üzerine çatışan inanışlara sahip olmaları değildir. Sebep, konunun özüyle daha yakından ilgili olmasına rağmen, doğru eylemin kendi gölgesi olarak yanlışı barındırması da değildir. Bunun nedeni, insan ihtiyaçlarının birbiriyle çatışan taleplerde bulunmasıdır. Değer çatışmalarından arınmış bir insan yaşamı fikri, insan gereksinimlerinin çelişkileri noktasında tıkanır.
Kimlikleri birçok yaşam biçimiyle şekillenmiş insanlar kendi çatışan taleplerini çözmeye gayret göstermek zorundadırlar. Bunu, yinelenen seçimler yoluyla yaparlar; bunlardan bazıları daha önce bahsettiğim türden köktenci seçimler olacaktır. İnsanlar, bu seçimleri yaptıkça kendileri için, çoğu kez öngöremedikleri biçimlerde, yeni kimlikler yaratacaklardır.
Evrensel dinler, tek bir yaşam biçimini ya da dar bir yaşam biçimi kümesini bütün insanlık için doğru ya da en iyi olarak buyurdukları müddetçe, değer-çoğulculuğunun doğruluğuyla bağdaşmayacaklardır. Ortak deneyimler ve tarihsel bulgular, insanoğlunun, birbirinden çok farklı yaşam biçimiyle refah içinde yaşamını sürdürdüğünü göstermektedir. Bunların hiçbiri, eşsiz biçimde insana özgü bir refah içinde yaşama biçimini somutlaştırdığını iddia edemez. Eğer insan türünün ayırıcı bir yanı varsa, bu, farklı biçimlerde refah içinde yaşayabilmektir.
Eğer günümüz toplumları, birçok insanın, birden çoğuna dahil olduğu birçok geleneği barındırıyorsa, siyaset herhangi bir geleneği izleyerek yönlendirilemez. Siyaset rakip geleneklerin önerileri arasında bir orta yol bulmak zorundadır.
Reklam
Gerçekten de 18. yüzyılın sonlarında liberal olan biri varsa, bu da Adam Smith'di. Ancak o, bir o kadar da liberalizm eleştiricisiydi. Smith ticaret toplumunun ahlaki zararlarını ilk eleştirenlerden biridir. Sonradan Marx tarafından geliştirilen kapitalizm eleştirilerinden çoğu -özellikle de işçiler üzerindeki yabancılaştırıcı ve aptallaştırıcı etkilerini ele aldıkları- Smith'in düşüncesinde de kendisini belli etmiştir. Aslında Smith 'gerçek' ya da 'klasik' liberal düşüncenin temsilcisi olmak bir yana, liberalizme dönük sonraki eleştirilerin başlıca kaynaklarından biridir.
Değer çatışmalarının hata belirtisi olarak görülmesi, liberal olmayan rejimlerin bir özelliğidir. Sadece bir dizi özgürlüğün kendilerininkinin evrensel olarak meşru olduğunu iddia eden liberal rejimler tamamen bu görüşü benimserler. Özgürlüklerin arasındaki çatışmaları, makul farklı çözümlerin olabileceği ikilemler olarak değil, hata belirtileri olarak değerlendirirler. Liberalizmin bu türü, köktenciliğe çare değildir, bir çeşit köktenciliktir.
Değerli bir insan yaşamını tehlikeye atan koşulların kesin bir listesi olamaz. Böyle olsa bile, işkenceye maruz kalmak ya da sevilen bir kişiye ya da yurttaşa yapılan işkenceye tanıklık etmek zorunda kalmak; kişinin arkadaşlarından, ailesinden ya da ülkesinden ayrı kalması; aşağılanmaya, zulme maruz kalmak ya da soykırımla tehdit edilmek; yoksulluk veya kaçınılabilir bir sağlık sorununa gömülüp kalmak; bunlar, bunlardan muzdarip olanlar için büyük kötülüklerdir. Bir iyi anlayışı bu deneyimleri içermediği müddetçe eksiktir, hatta aldatıcıdır.
Nasıl yaşamak istediğimiz konusunda yanlışa düşebilsek bile en iyi yaşam hakkında tek bir doğru olmak zorunda değildir. İyi yaşam olmayan birçok şey vardır, ancak iyi yaşamın olmak zorunda olduğu tek bir şey yoktur.
Eğer akılcı sorgulama en iyi yaşam üzerine bir anlaşmaya varmakta başarısız olmuşsa, bu, insan aklındaki herhangi bir kusurluluktan değil, kusursuzluk idealinin insan hayatı açısından hiçbir anlam taşımamasından kaynaklanır
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.