Para günümüz yaşamında doğru algılanması gereken önemli bir araç. Biz saha araştırmalarımızda gördük ki çocuklarımız paranın çalışan mekanizmasını akıllarında tam olarak kuramıyorlar. Örneğin; almamızı istediği bir şeyi “Param yok, alamam.” dediğimizde, “Paran yoksa kartın var, kartınla al.” diyebiliyorlar. Kartla alınan şey karşılığında da bir para ödeneceğini, basit hâli ile bankaların asıl işlevinin ne olduğunu kartların işlevinin ne olduğunu, tutumlu olmanın kıymetini, ihtiyacından fazlasını satın almanın iyi olmadığını bir çocukta erken dönemde para algısının sağlıklı oturabilmesi adına bu eğlenceli Finansal Okuryazarlık serisini hazırladık. Birbirinden keyifli öykülerle ve elbette sanatın gücü ile. Tüm çocuklarımıza faydalı olmasını yürekten diliyorum.
Ayşe Şule Bilgiç
“Çocuk bedenen küçük ama dev bir potansiyel olarak doğar. Bu potansiyelin gelişmesi, onun ömür boyu kullanacağı yaşam sermayesinin temelini oluşturur. Araştırmalar gösteriyor ki henüz yaşı çok küçükken çocuğa kitap okumak, onunla anlayacağı dilden konuşmak ve yeni kelimeler öğrenmesini teşvik etmek çocuğun gelişmesini hızlandırmaktadır. Kitap okuma alışkanlığı, çocukların yaşamına katabileceğimiz çok ama çok önemli bir alışkanlıktır. Severek ve gönüllü bir şekilde okunan her kitap, çocuğun özünü bulmasında ve gelişmesinde ona rehberlik eder. İyi kitaplar çocuklarımızın hayatta her zaman iyi dostlarıdır. Düşyeri’nin Çocuk Kütüphanesi tam da böyle bir düşüncenin ürünü. Kütüphanenin ana amacı çocuklara erken yaşta kitap sevgisini kazandırmak. Düşyeri’nin bunu başaracağına ve bu kitapları okuyan tüm ebeveynlere ve çocuklara faydalı olacağına yürekten inanıyorum.”
Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu
“Ormanın en güzel böğürtlenlerini yetiştiren kirpi Lidya ve Midya, topladıkları böğürtlenleri kendi ihtiyaçları karşılığında başka arkadaşlarıyla değiş tokuş ederler. Güzel atkılar ören zürafadan birer atkı alıp karşılığında böğürtlen verirler. Fillere, okuma yazma öğretmeleri karşılığında lezzetli böğürtlenlerle ödeme yaparlar. Sonra bir gün, ihtiyaçları olan şeyin başka kimsede olmadığını görürler ancak arkadaşları onlardan hâlâ böğürtlen talep etmektedir. Böğürtlen karşılığında ne alabileceklerini düşündükleri sırada, Lidya’nın aklına harika bir fikir gelir.”
