Yazar kitabında ne anlatmak istemiş, ben ise buna karşılık bu kitaptan ne anladım... Kısacası hiçbir şey... Ortada doğru düzgün bir kurgu, bir hikaye yok. Yani hiçbir şey anlatmadan çok şey yazılmış. Özellikle kitapta sürekli çeşitli lokantaların, dükkanların reklamlarını yapıyormuş gibi geldi. O kadar çok yeyecek ve içecek mevzusu geçti ki belli bir süreden sonra artık yeter dedirttiriyor insana. Ayrıca espri olsun diye düşündüğüm, ingilizcesi az olan uzak doğulu birinin sürekli laf arasına “erişte istemek, erişte yapmak, erişte, erişte ” diye girmesi sıkıcı olan kitabı iyice sıkıcı hale getiriyor.