Ona göre aşk; büyük gürültülerle, ışıklarla, kıvılcımlarla gelen bir şeydi: Göklerin bir kasırgasıydı, yaşamın üzerine çöküp onu alt üst ediverir, insanın iradesini kuru yaprak gibi koparır, yüreğini aldığı gibi uçuruma sürüklerdi.
"Ne için diyordu, ne için tanıdık birbirimizi?
Bu hangi tesadüfün işidir?
Hiç şüphe yok ki, ileride birleşmek üzere birbirinden uzak akan iki nehir gibi yönlerimiz bizi birbirimize yaklaştırıyor."