(…) yazmak için sigara içmesi gereken kişi bunu ya Bogart gibi dumanı gözüne dolayarak (sert bir tarzı belirleyen havaya kalkmış kaşla birlikte) yapmak ya da sigaranın büyük kısmının kül tablasında ziyan olmasına katlanmak zorundadır.
Goethe dahil bütün klasikleri okumuştu, ilginç görünmeye heveslendiğinde, “pembe parmaklı şafak”tan, “dağların esneyişi”nden söz eder, yan yan bakışlarla karşılaşırdı.
“Niçin, ne yönde olduğu umurumda değil, ama bir değişiklik istiyorum. İstediğim tek şey bu; nasıl yatalak bir adam artık kendi vücuduna bile dayanamadığı için konumunu değiştirmek isterse, öyle istiyorum.”
Edebiyatın devri ya da -daha kesin olmasa da daha açık ve vurgulanmış bir saptamayla- romanın devri, tamamlanmak üzereydi, birkaç vasat ismin geciktireceği düşüş, türün tamamen ortadan yok olmasıyla sona erecekti.