Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mahzun Hududlar Çağlayan Sular

Turgut Güler

Mahzun Hududlar Çağlayan Sular Hakkında

Mahzun Hududlar Çağlayan Sular konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
10/10
1 Kişi
1
Okunma
Beğeni
225
Görüntülenme

Hakkında

Türk târîhinin fecrinde, Merkezî Asya’da, mukaddes bilinen bir orman ve onun içinde sakladığı şehir, “Ötüken” adını taşıyordu. Ötüken Türk’ün hâkimiyetinde ise, Ötüken’de Türk kaanûnu cârî ise, Ötüken’de Türk Hükümdârı oturuyorsa, her şey yolundadır, her şey kolaydır, saâdet içre saâdet vardır. “Kut” sâhibi olmak, biraz da Ötüken’in mâhiyetine bağlıdır. Ötüken’sizlik, Türk’ün ters giden tâlihine alem olmuştur. Ötüken esirse, Ötüken yâd ellerde ise, Ötüken kirli ayaklar altındaysa, hayâtın mânâsı kalmamıştır, zilletin en dipsizine yuvarlanılmıştır. Aslında, Ötüken Yış, coğrafî olmanın çok ötesinde, Türklüğün beşiği makâmına yükselmiş kutlu bir beldedir. Bu yüzden, Kavimler Göçü denen târîh selinin ardından Etzelburg (Budapeşte)’a yerleşen atalarımız, Asya’nın Ötüken Yış’ını Tuna’nın iki yakasına yerleştirip, Roma’nın şahsında Çin ve Moğol’u, yâni Tatabı’yı görmeye başlamıştır. Etzelburg (İdil Şehri)’a Ötüken muâmelesi yapan rûh, madde seviyesinden sırıkla atlayıp mânâ iklîmine geçmiştir. Hangimizin soy kütüğünde Tuna suyundan beslenen birkaç dal yoktur? Türk milleti, her bakımdan “Tunalı”dır. Gelgelelim, hangi zihniyetin tesiri iledir bilinmez, bu milletin çocuğuna, okul kademelerinde Tuna’dan söz ettirilmez. Ötüken’e, Altay Dağları’na, Kâşgar’a, Urumçi’ye, Fergana’ya, Amuderyâ’ya, Sırderyâ’ya, Nil vâdîsine, Kızıldeniz sâhillerine, daha da ötesi, Moskova varoşlarına, Hatt-ı İstivâ’nın epeyice altına hakikî medeniyet meş’alelerini götürüp yakan bir milletin, bunların adını anmaktan korkan nesilleri olabilir mi?
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 56 dk.Sayfa Sayısı: 280Basım Tarihi: Haziran 2017Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 9786051556116Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Turgut Güler
Turgut GülerYazar · 16 kitap
1951 yılında Afyonkarahisâr’ın Sultandağı ilçe­sine bağlı Dort (bugünkü Doğancık) köyünde doğdu. Âilesi, 1959 Ocağında Aydın’ın Horsunlu kasabasına yerleşti. İlkokulu orada, Ortaokulu Kuyucak’da okudu. İki hafta kadar Nazilli Li­sesi’ne devâm ettikten sonra, Nazilli Öğretmen Okulu’na girdi. Bu okulun ikinci sınıfını bitirdiği 1968 yılında, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi’ne kaydoldu. 1969-1973 yılları arasında, Yüksek Öğretmen Okulu hesâbına, İstanbul Üniversite­si Edebiyât Fakültesi Târîh Bölümü’nde tahsîl gördü. İstanbul Çapa’daki Yüksek Öğretmen Okulu’nun Kompozis­yon ve Diksiyon Hocası olan Ahmet Kabaklı’nın başkanlığında kurulan Türkiye Edebiyât Cemiyeti’nde, bilâhare bu cemiyetin yayınladığı Türk Edebiyâtı Dergisi’nde vazîfe aldı. Bir tarafdan üniversite tahsîline devâm etti, bir yandan da bahsi geçen der­ginin “mutfak” tâbir edilen hazırlık işlerinde çalıştı. Metin Nuri Samancı’dan sonra da ikinci yazı işleri müdürü oldu (Mart 1973, 15. Sayı). Bu dergide yazı ve şiirleri yayımlandı. 1973 Haziranında üniversiteyi bitirdiğinde, Malatya Mustafa Kemâl Kız Öğretmen Lisesi târîh öğretmenliğine tâyin edildi. Ah­met Kabaklı’nın arzûsu ile bu görevine başlamadı ve İstanbul’da kaldı, Türk Edebiyâtı Dergisi’ndeki mesâîyi sürdürdü. 1975 yı­lında hem Edebiyât Cemiyeti (Bakanlar Kurulu karârıyla Türkiye kelimesi kaldırılmıştı), hem de Türk Edebiyâtı Dergisi, maddî sı­kıntılar yaşadı, dergi yayınına ara verdi. Bunun üzeri­ne, resmî vazîfe isteği ile Millî Eğitim Bakanlığı’na mürâcaat etti. Van Alparslan Öğretmen Lisesi’nde başlayan târîh öğretmen­liği, Mardin, Kütahya ve Aydın’ın muhtelif okullarında devâm etti. 1984 yılında açılan Aydın Anadolu Lisesi’nin müdürlüğüne getirildi. 1992’de, okulun yeni binâsıyla berâber adı da değişti ve Adnan Menderes Anadolu Lisesi oldu. Bu vazîfede iken, 1999 Ağustosunda emekliye ayrıldı. 2000-2012 yılları arasında, İstan­bul’da, Altan Deliorman’a âit Bayrak Basım-Yayım-Tanıtım’da, yazı ve yayın çalışmalarına katıldı. Yine Altan Deliorman’ın çıkardığı Orkun Dergisi’nde, kendi adı ve müsteâr isimlerle (Yahyâ Bâlî, Husrev Budin, Ertuğrul Söğütlü) yazılar yazdı. İki kızı var. Yayımlanmış Eserleri: Orhun’dan Tuna’ya Uluğ Türkler, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2014; Takı Taluy Takı Müren (Daha Deniz Daha Irmak), Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2014; Cihângîr Tûğlar-Selîmnâme, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2014; Ejderlerin Beklediği Hazîne, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2015, Şehsüvâr-ı Cihângîr-Fâtihnâme, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2015.