II. Meşrutiyet'ten Bugüne Vatandaşlık Eğitimi

"Makbul Vatandaş"ın Peşinde

Füsun Üstel

"Makbul Vatandaş"ın Peşinde Sözleri ve Alıntıları

"Makbul Vatandaş"ın Peşinde sözleri ve alıntılarını, "Makbul Vatandaş"ın Peşinde kitap alıntılarını, "Makbul Vatandaş"ın Peşinde en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dimağ, beden, kalp üçü de birden terbiye görmeli. Dimağı terbiye eden ilimdir. Bedeni terbiye eden, spordur. Kalbi terbiye eden ince hislerdir. Bu üç terbiye arasında muvazene olmalı."
Sayfa 193Kitabı okudu
...fikrinizi her türlü ulum ve fünun ile her türlü malumat ile talimat ile tenvir etmelisiniz. (...) Malumatsız bir insan vazifelerini nasıl bilir ve nasıl yapar. (...) Insanlığın en büyük meziyetlerinden biri de hakikati aramaktır. (...) Siz her şeyin hakikatini anlamak için ilim ve fenne rağbet etmelisiniz. (...) Hata ekseriya cehaletin neticesidir. Cehaletin neticesiyle husule gelen hatalara hurafat denir.(...) Şayet zihninizde bu gibi hurafat yer tutmuş ise onları fikrinizden çıkarınız. Görmediğiniz, bilmediğiniz, aklınıza muvafık gelmeyen şeylere inanmayınız. Sonra vicdanınız hurafata esir olur. "
Reklam
...Zira Meşrutiyet dönemi kitaplarında yer alan aile tasarımında erkeğin yurttaşlaşma sürecine özel alan içinden lojistik destek sağlayan "aydınlanmış" kadının, eşi karşısındaki eşitsiz konumuna rağmen, hakim olan duygu "muhabbet"tir. Başka bir anlatımla "muhabbet" aile temsilinin leitmotifidir. Buna karşılık erken Cumhuriyet dönemi Malumat-ı Vataniye ve Yurt Bilgisi kitaplarında yalnızca cinsiyetçi mesajlara yer verilmekle kalınmaz, ama aynı zamanda kadın ve erkek arasındaki ilişki, "muhabbet"ten büyük ölçüde arındırılarak vurgu "müşterek maksat" gibi soğukkanlı ve bir o kadar da politik bir mesaja kaydırılır. Kısacası kitaplardan yansıyan aile temsili, Cumhuriyet'in militan yurttaşlık anlayışıyla buluşan, "militan-misyoner" bir ailedir
Sayfa 189Kitabı okudu
“Vergi vermek, askerlik yapmak, kanunlara itaat”le özetlenen yurttaşlık ödevlerinin yanı sıra, “say/çalışma” teması da, cumhuriyetçi “görev dili”nin önemli bir boyutunu oluşturur. II. Meşrutiyet dönemi ders kitaplarında “teşebbüs-i şahsi” vurgusu, erken Cumhuriyet Döneminden itibaren yerini, toplumun bütününü ulusal kalkınmacı proje temelinde seferber etmeye yönelen bir “sorumluluk/görev ahlakı” doğrultusunda “say”a bırakır. “Say” vurgusu, ekonomik azgelişmişliğe gönderme yapmaksızın, “çalışma”yı kendinde bir değer, erdem ve son tahlilde bir ahlaki varoluş biçimi olarak sunar. Öte yandan “say” teması, bir yandan korporatist anlayış temelinde toplumdaki sınıfsal farklılıkların görmezden gelinmesini sağlarken, diğer yandan da Cumhuriyeti’in ekonomik “öteki”si olan “tembel”e (ekonomi dışı kategori) işaret eder. Bu anlamda Cumhuriyetçi anlatıda işsiz yoktur, çalışmayan/tembel vardır
Sayfa 189 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
II. Meşrutiyet vatandaşının aidiyet eksenlerinin ve taahhüt biçimlerinin oluşturulmasında da devlet-millet-vatan trilogyası(üçleme) ve bunların farklı kavramsallaştırmalarının eklemlenme biçimleri özel bir anlam taşır. "Devlet"in parçalanma surecine girdiği, "millet" kavramının Batı'da yükselen ulusçuluk akımlarının (ve bu arada Türkçülüğün) etkisiyle siyasallaştığı ve yitirilen topraklarla "vatan"ın yeniden tahayyül edilmesi gereken bir gerçeklik olarak ortaya çıktığı bir dönemde, Malumat-ı Medeniye kitap yazarlarında tanık olunan kavram kargaşası, hiç kuşku yok ki konjonktürle yakından ilgilidir. Nitekim 1908'den 1912'ye giden süreçte kitaplarda söz konusu kavramlara yüklenen anlamların, reel politikanın da kendisini dayatmasıyla önemli bir dönüşüm geçirdiğine tanık olunur. Bu süreçte yazarların her birinin benimsediği "kurtuluş reçetesi”nin, yani Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük akımlarının bu kavramlara atfettikleri anlamların, kavram kargaşasına ayrıca katkıda bulunduğunu kabul etmek gerekir. Bu kavram kargaşası, yalnızca Osmanlı'ya özgü olmayıp özellikle farklı siyasal pozisyonlar söz konusu olduğunda Batı'da da yaşanmıştır.
Sayfa 95 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Irkçılığın tohumları ekiliyor
1939'da Maarif Vekilliği tarafından yayımlanan Yurtbilgisi Dersleri'nde ise, milleti oluşturan unsurlardan "ırk"ın yerini "kan birliği"nin aldığını "Türklük"ün dozu artan bir kahramanlık kültüyle tahkim edildiğini, "Türkoğlu" gibi hitaplar aracılığıyla zihinsel bir seferberlik yaratılmaya çalışıldığını görürüz. 2. Dünya Savaşı'na doğru giden süreçte, DTCF bünyesindeki antropoloji bölümünün hükümet tarafından büyük destek gördüğü, en kapsamlı antropometrik araştırmaların yapıldığı, Suavi Aydın'ın ifadesiyle "ırkçı paradigmanın yükseldiği" bir dönemde ders kitapları da, ulusal entegrasyonun genetik temelli sunumuna hizmet ederler.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.