Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Markopaşa Gerçeği

Mehmet Saydur

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Markopaşa'nın İlk Sayısı
« Aziz Nesin şöyle anlatıyor: Birdenbire o anda aklıma bir düşünce gelmişti. Kolumun altına ikibin gazeteyi alıp sokağa çıktım. Markapaşa'yı kendim satacaktım. Ancak bütün çabama karşın "Markopaşa" diye ba­ğırmaya utandım. Eminönü meydanına gelince gözümü kapayıp "Markopaşa" diye avazım çıktığınca bağırmaya başladım. Gazete adeta kapışılıyordu. Köprüde, partiden tanıdığım işçi arkadaşlara rastladım, beni ayıplıyorlar gibi geldi. Beyoğlu'na doğru çıktım, her gazeteyi, tütüncü dükkanlarına beşer onar bırakıyordum. Bir bölümü, "Satılmaz, sekiz sayfalık gazeteler bile satılmıyor" diye almak istemiyordu. Onlara rica ediyordum: - Zaran yok, siz alın şöyle bir asıverin, diyordum, satılmazsa istemem ... Taksim'e geldiğimde, dükkanlara bıraka bıraka, bi yandan sara sara, ikibine yakın gazeteyi bitirdim. Yönetimevine dönüp ikibin gazete daha aldım. Bunları da Beyazıt, Fatih, Edirnekapı taraflarına dağıttım. Böylece dörtbin gazeteyi bütün İstanbul'a dağıttım, ikibin gazeteyi de taşraya yolladım. Gazetenin çıktığından iki gün sonra hiçbir gazetecide Markopaşa kalmamıştı, hepsi satılmıştı. Taşradan, il ve ilçelerden, "100 daha gönderin", "200 daha gönderin" diye mektup ve telgraflar yağıyordu. »
Sayfa 17 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
« Bu memlekette gece hırsızları, kasa soyguncuları namuslu bir gazeteciden daha rahat... Bu memlekette, karısını kızını, anasını avradını bir saat içinde, pırasa gibi doğrayan azıllı katiller bir fikir adamından daha serbest... Bu memlekette, Ankara canavarları, İstanbul kurtları, Beyoğlu itleri bir inkılâpçı münevverden daha mesut...»
Sayfa 196 - Çınar Yayınları, Bize Değil Sizin Arkanıza Polis LazımKitabı okudu
Reklam
Markopaşa'dan Yabancı sermayenin Türkiye'ye girişine dair:
« Biz diyoruz ki: - Dostlar! Kalemimiz, fikrimiz Sterlinin kölesi olmasın. ( ... ) Vicdanımız Doların esiri olmasın. ( ... ) Düşmanın çizmeli istilasını tepelemek kolaydır. Fakat bir kere sinsi sinsi Dolar ve Sterlin emperyalizminin sömürgesi olduk mu, kurtuluş zordur. Hem uşak oluruz, hem de kendimizi efendi sanırız. Biz diyoruz ki: - Kara gözlerimize aşık oldukları için bize Sterlin ve Dolar vermez eloğlu. Onlar diyorlar ki: - Yaaa ... Demek ki, vicdanın, fikrin ve kalemin Rublenin kölesi olsun ha ... Ne diyelim, fakat dünyada, köle olmadan da yaşanır dostlar! Hatta, parti veznesinden alınan Türk lirasının bile uşağı olmadan. »
Sayfa 59 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
Markopaşa'dan Bilmeceler:
« Çakar almaz: Kibrit. Alır vermez: Hükümet. Verir almaz: Millet ... »
Sayfa 59 - Çınar Yayınları - Markopaşa · 20 Ocak 1947 · Sayı: 7Kitabı okudu
“Topunuzun Köküne Kibrit Suyu"
Aziz Nesin: « Bir şeycikler demem Vatan, Millet, namus gibi mukaddes kelimelerin, manalarıyla değil, yalnız lafızlarıyla Milleti en hassas yerinden avlamak arzusu ile keselerine ve menfaatlerine köle yapmak isteyen ve bize kökü dışarda diyenlerin kökleri kurusun, topunuzun köküne kibrit suyu! »
Sayfa 45 - Çınar Yayınları, Markopaşa · 16 Aralık 1946 · Sayı: 4Kitabı okudu
Cumhuriyet döneminin "ilk faili meçhul yazarı" Sabahattin Ali..
« Sabahattin Ali 28 Mart 1948 tarihinde eşine ve Cimcoz'lara mektup yazdı. Sınırı geçip geçmediğine ilişkin imli kart, R.Nuri'ye gelecek; geçtiyse R.Nuri mektupları postaya verecekti. Kart, "geçti" imiyle geldi ama Sabahattin Ali sonradan öğrenildiğine göre 2 Nisan 1948 tarihinde Kırklareli'nin Üsküp bucağının Sazara köyü yakınlarında öldürüldü. Doğrusu hangi tarihte, nerede, nasıl ve kim/kimler tarafından öldürüldüğü tam olarak belli olmadı. Ölüsü, 16 Haziran 1948 tarihinde Çoban Şükrü tarafından bulundu. Ali Ertekin adlı şahıs, 28.12.1948 tarihinde, Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü belirterek katillik görevini üstlendi. Ölüsü 3 ay sonra bulunmuş, 9 ay sonra da cesedin Sabahattin Ali'ye ait olduğu teşhis edilmişti. Ancak katilliğini birisi üstlenmiş olsa da gerçeğin perdesi o gün bu gün yine de aralanmış değildir. Şu kesin ki tam bağımsız bir Türkiye için emperyalizme karşı verilen savaşımda Cumhuriyet döneminin "ilk faili meçhul yazarı" Sabahattin Ali olmuştur. Bir başka açıdan Markopaşacılar her tür baskıyla karşılaşmış; en son, manga komutanı için Markopaşa "sonun başlangıcı" olmuştur.»
Sayfa 165 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
« İsmet Paşa'ya karşı Markopaşa'nın şövalyeleri. Milli Şef'in otoritesi önünde Celal Bayar'ın gıkı bile çıkmazken, bu delikanlılar tam bir demokrasi mücadelesi veriyorlar. Hem de nasıl bir çarpıcı mücadele. Vardiya usulü hapse giriyorlar. Biri çıkarken biri giriyor.»
Sayfa 32 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.