Marksist Tarih Kuramı Üzerine

Paul Blackledge

Marksist Tarih Kuramı Üzerine Posts

You can find Marksist Tarih Kuramı Üzerine books, Marksist Tarih Kuramı Üzerine quotes and quotes, Marksist Tarih Kuramı Üzerine authors, Marksist Tarih Kuramı Üzerine reviews and reviews on 1000Kitap.
Birinci Dünya Savaşının dehşeti, modern sanayi uygarlığının potansiyelini gerçekleştirmenin uç bir olanağını temsil ederken, 1917 Bolşevik Devrimi, bu barbarlığa karşı radikal bir alternati­fi temsil ediyordu. Ne üzücüdür ki, İkinci Enternasyonal'in ana kuramcıları, Almanya'da Kautsky ve Rusya'da Plehanov dahil, yalnızca bu yeni hareketi kucaklayamamakla kalmadılar, aynı zamanda da bahtlarını fiilen eski sisteme bağladılar: Yaşamları boyunca enternasyonalizmi savunduktan sonra, her ikisi de Birinci Dünya Savaşında kendi milli devletlerini destekledi ve Ekim Devrimine muhalefet etti.
İşçiler neden birleşmeli:
Devrimini yapması için proletaryada bulunması gereken özbilinç, burjuva devrimcilerinin aksine Marksistlerin, içinde bulundukları duru­mun gerçeklerine tam bir dürüstlükle yaklaşmalarını ve her türlü birleştirici efsaneyi, özellikle de milliyetçilik efsanesini, siyasal açıdan sakatlayıcı sayıp reddetmelerini gerektirirdi. Sosyalist devrim ancak işçi sınıfının kendi kendini özgür kılması olarak gerçekleştirilebileceği için, işçilerin tarihsel açıdan yepyeni bir derecede özbilince sahip olmalarını gerektirirdi.
Reklam
Marx'ın 1848 öncesi döneme ilişkin -Fransız burjuvazisini “çok daha az kahramansı” ifadelerle betimlediği- savlarını, 1848 civa­rı döneme ilişkin savlarıyla karşılaştırarak, Marx'ın ve Engels'in, “1789'daki devrimci burjuvazinin erdemlerini, özellikle 1848'in Almanya'da büründüğü 'yoz' görüntüyü daha etkili bir biçimde aşağılamak için övdükleri”ni savunur.
Kapitalizmin doğuşu:
Marx'ın savunduğuna göre, kapitalizm, köylülük topraktan koparıldığı ve “özgür” ücretli emekçi haline getirildiği zaman doğdu, çünkü sermaye ancak özgür ücretli emek çerçevesi içinde özgürce biriktirilebilirdi. Bu sürecin aldığı “klasik biçim”, ortak mülkiyete tabi toprakların çitle çevrilmesi sonucunda eski köylü yaşam tarzının yıkıldığı, sonra da eski köylülerin, hayat­ ta kalabilmeleri açısından zorunlu metaları satın alabilecekleri gerekli parayı kazanabilmek için, çalışma yeteneklerini satmak zorunda kaldıkları İngiltere'de gerçekleşti.
Devlet, gerçekten senin devletin mi?
Devlet, toplumun gelişmesinin belirli bir aşamasındaki bir ürünüdür; bu, toplumun, kendi kendisiyle çözülemez bir çelişki içine girdiğinin ve gidermekte yetersiz kaldığı uzlaşmaz karşıt­ lıklar biçiminde bölündüğünün kabul edilmesidir. Ama bu kar­ şıtlıkların, çatışan iktisadi çıkarlara sahip sınıfların, kendileri­ ni ve toplumu kısır bir mücadelenin içinde eritip bitirmelerini önlemek amacıyla, çatışmayı dizginlemek ve “düzen”in sınırları içinde tutmak için, görünüşte toplumun üstünde yer alan bir güç zorunlu hale gelmiştir... [Ne var ki), devlet aynı zamanda da sınıflar arasındaki savaşın tam ortasında doğduğuna göre, nor­mal olarak, en güçlü sınıfın, iktisadi bakımdan egemen olan ve imkanları sayesinde siyasal bakımdan da egemen sınıf haline gelen, böylece de ezilen sınıfı boyunduruk altında tutup sömür­mek için yeni araçlar elde eden sınıfın devletidir.
Marx, Kapital'in 3. Cildinde şu ünlü cümleyi yazmıştır: “Özgürlük dünyası, gerçekte, ancak çalış­manın ihtiyaca ve dış baskıya tabi olmaktan kurtulduğu yerde başlar.”
Reklam
“Tarih, kendi amaçları peşinde koşan insanın faaliyetinden başka bir şey değildir.”
Köylülük ya burjuvazinin ya da proletaryanın peşin- den gider. Ama eğer proletarya kendisini izlemek isteme- yen bir köylülük İle her ne pahasına olursa olsun birlik- te yürümek isterse gerçekte finans kapitalin kuyruğuna takılmış olur: örnekse, 1917’de Rusya’da anayurdun sa- vunucusu işçiler: Çin'de Komintang'ın saflarındaki işçi- ler (Komünistler de dahil olmak üzere); ve 1926'da Po- lonya’da Polonya Sosyalist Partisindeki işçiler ve bir oranda da Komünistler.
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.