Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marksizm ve Cinsel Devrim

Aleksandra Kollontai

En Yeni Marksizm ve Cinsel Devrim Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Marksizm ve Cinsel Devrim sözleri ve alıntılarını, en yeni Marksizm ve Cinsel Devrim kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sakatlanmış yaşam ve ne çok zehirlenmiş varlık var!
"Ailenin bugünkü biçimi sonuncusu değildir. Yeni toplum, yeni bir aile biçimi yaratacaktır....
Reklam
Şüphesiz aşk duygusu, burjuva ideolojisinin ona ayırdığı sınırlar içinde yerini bulamadı.
Burjuva toplumu, fazla bireyselce seçim yapan kadını affetmez. Bu da bir çeşit atadan kalma kuraldır; Kast törelerinden miras kalan geleneği sürdüren burjuva toplumu, kadının seçim yaparken derece ve sıralan, aile öğütlerini ve aile çıkarlarını hesaba katmasını istemektedir. Kadını aile hücresinden özgürleştirmeyi, onu ailesel erdem ve ödevlerin kapalı dairesi dışında, kendine Özgü bir kişi olarak nitelendirmeyi bilmez.
Kapitalist mülkiyet yüzyılının, şiddetli sınıf savaşlarının ve bireysel ahlak döneminin insanları olan bizler, uğursuz ve altedilmez bir manevi yalnızlığın gölgesinde yaşıyor ve hala düşünüyoruz... Uçsuz bucaksız, kalabalık, baştan çıkana ve gürültülü şehirlerin ortasındaki bu yalnızlık, dostlar ve arkadaşlar arasındayken bile duyumsanan yalnızlık, bugünün insanını, hastalığa kadar varabilen bir susamışlıkla diğer cinsten bir kişiye ait olan 'kardeş ruh' kuruntusuna götürüyor. Yalnızlığın koyu karanlıklarını, hiç değilse bir süre için, kovmanın sihirli gücüne, yalnızca aşkın sahip olduğu sanılıyor.
Reklam
Tutucu kesim, "eski güzel zamanlara dönmek, ailenin eski temellerinin yeniden kurmak, cinsel ahlakin geleneksel kurallarım pekiştirmek gerekir" diye karar veriyor. "Zamanaşımına uğramış cinsel ahlak yasasının tüm iki yüzlü yasaklarını yıkmak zorunludur, yararsız olan ve rahatsızlık veren bu köhne düşünceleri ıskartaya çıkarmanın zamanıdır... Cinsel sorunun tek yasa koyucusu, herkesin bireysel bilinci, bireysel iradesidir", burjuva bireyciliği yandaşlarının dedikleri de bu. "Cinsel sorunların çözümü ancak, temelden ele alınarak düzeltilmiş bir ekonomik ve toplumsal yapının kurulmasıyla olanaklı olacaktır", diyerek güven verenler de sosyalistler; ama bütün bu geleceğe havalelerden anladığımız, henüz bizim bile yönetici ipi elimizde buludurmadığımızdır.
Bugünün erkeği aşk-tutkusunu, karşılaşabileceği 'en büyük mutsuzluk' gibi esas işlerinin gerçekleşmesine karşı bir engel olarak görüyor.
Gönül işinin meslek derecesinde aşağılatılmış olmasından daha korkunç ne olabilir?
Mülkiyet düşüncesi, eşlerden birinin diğeri üzerindeki 'Mutlak Sahiplik’ hakkı, yasal evliliği zehirleyen unsurdur. Gerçekte, ortada çok büyük bir anlamsızlık vardır. Gönülleri yalnızca ender noktalarda birbirine yaklaşabilen iki varlık, karmaşık "ben’lerinin her yönüyle birbirine uymaya zorlanmaktadır. Sahipliğin mutlak oluşu, eşlerin sürekli olarak birlikte kalmalarına götürür ve her ikisi için de sıkıcıdır. Artık 'kendine ait zaman', kendine özgü irade yoktur. Hatta sık sık, ekonomik bağımlılığın baskısı altında kendine ait bir köşe' bile bulunmaz. Sabırla sürdürülen birlikte oluş sahip olunan nesne karşısında kaçınılmaz 'istekler'. Ateşli bir aşkı bile umursamazlığa dönüştürür, dayanılmaz ve bayağı sürtüşmelere neden olur.
199 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.